16 Ekim 2011 Pazar

AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ MERKEZ BANKASI (FED)

AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ MERKEZ BANKASI (FED)
(FEDERAL RESERVE SYSTEM)

1-FED’İN TARİHÇESİ
ABD merkez bankası olan Federal Rezerv Sistemi (FED) tarihi gelişimi ve kendine özgü yapısıyla diğer ülke merkez bankalarından farklı özellikler göstermektedir. ABD’nin aksine, diğer ülkelerde merkez bankacılığı fikri ekonomilerinin tarihi gelişimi içinde ve onun bir parçası olarak ortaya çıkmış ve gelişmiştir. Merkez bankasının varlığı ekonomi için gerekli olduğu düşüncesi kamuoyunca benimsenmiştir. Buna karşılık, ABD’de merkez bankası teşkilatının kurulması ekonomik mantıktan çok, yaşanılan bazı acı tecrübelerden sonra gerçekleşmiştir.
 ABD’de, bir merkez bankası kurulması fikrinin 18. yy kadar uzandığı görülmektedir. Ancak, ABD’de merkez bankası kurulması 20. yy başlarında gerçekleşebilmiştir. Bunun nedeni, merkez bankası fikrine karşı büyük bir kamuoyunun mevcut olmasıydı. Hem ABD başkanı olan Thomas Jefferson, hem de çiftçiler bu fikre karşı çıkmışlardır. Bu fikre karşı olanlar arasında merkezi hükümete karşı olanlar da vardı. Nüfusun büyük bölümünü oluşturan çiftçiler bankaların tüccarları zengin edeceği görüşünü ileri sürerek banknot ihracına (emisyona) karşı çıkmışlardır.

Bu karşıt fikirlere rağmen, Cumhuriyet Hükümetinin ilk maliye bakanı olan Alexander Hamilton, bir merkez bankasının varlığının gerekli olduğunu savunmuş ve onun gayretleriyle 1791 yılında First Bank of the United States kurulmuştur. Bu banka, Birleşik Devletler ekonomisine çok büyük yararlar sağlamasına rağmen, bankanın imtiyazları yenilenmediğinden 1811 yılında dağılmış ve varlığını bir eyalet bankası şeklinde devam ettirmiştir. Bu başarısızlığa rağmen, Alexander Hamilton, hala Birleşik Devletlerin ekonomik ve mali yapısı içinde mutlaka bir merkez bankasına sahip olmasının zorunlu olduğunu savunuyordu. Yine onun gayretleriyle 1816 yılında, Kongre Second Bank of the United States’in kurulmasına karar verdi. Ancak, merkez bankacılığına karşı kamuoyunun karşı fikrinin hala devam ettiği görülmektedir. Hatta başkan Jackson, merkez bankası teşkilatının ülkede bir monopol oluşturacağını, dolayısıyla bunun Anayasaya da aykırı olduğunu ileri sürmüştür. Bu gerekçeyle Başkan ikinci Birleşik Devletler Bankası’nın imtiyazlarını veto etmiş ve bu bankada 1836 yılında ortadan kalkmıştır.

 Bu iki başarısız denemeden sonra, banknot ihracının düzenlenmesinin eyaletlerin kendi belirleyeceği kurallara göre olması gerekliliği görüşü hakim olmaya başladı. Bu nedenle de eyalet yönetimlerinin verdiği banka kuruluş izinlerine dayanarak kurulan banka sayısı hızla artmış, fiziki ve ekonomik vasıfları, diğer bir deyişle boyutları renkleri desenleri ve nominal değerleri birbirinden farklı banknotlar piyasada tedavül eder hale gelmiştir. Bu gelişmelerden sonra banknot ihracının düzenlenmesi ve denetim altına alınması için bir takım düzenlemelere gidildiği görülmüştür. Ancak, hala bir merkez bankası teşkilatı kurulması yönünde bir çalışma yapılmıyordu. 1929 yılında, New York eyaletinde ’Bankalar Güvenlik Fonu’ oluşturularak, bu fona yatırılacak Federal Devlete ait tahvilatın karşılığında bankalara emisyon serbestisi tanınmıştır. Bu suretle bir karşılık sistemi oluşturulma çalışılmıştır. Ancak, bu uygulama da başarılı olamamıştır. Nihayet, 1863 yılında yeni bir federal para düzenine geçilmesi gayesiyle ’Ulusal Bankalar’ kanunu çıkarılmıştır. Bu kanunla, Ulusal Bankalar, Washington’daki para otoritesinin kontrolüne girmeleri ve emisyonları karşılığı devlet tahvili, altın ve gümüş gibi değerli maden sertifikalarının karşılık olarak tutulması zorunluluğu getirilmiştir. Bu uygulamanın da başarılı olmadığı görülmüştür. Bunun nedeni, eyalet bankalarının emisyon imtiyazlarından vazgeçmek istememeleridir. Bu olumsuz durum, ülke içinde tek bir merkez bankası kurulması fikrini önlemiş ve ülke içinde 12 tane merkez bankası görevini sürdüren Federal Rezerv Bankası kurulmuştur.

ABD’de merkez bankası teşkilatının kurulması yolunun 1836 yılında ’ikinci birleşik devletler bankası’nın kaldırılmasıyla açıldığı söylenebilir. Bu bankanın başkan Andrew Jackson’un kararıyla ortadan kaldırılmasıyla, Birleşik Devletlerde mali sistemde ciddi problemler yaşanmaya başlandı. Bunun başlıca nedeni, bankaların karşılaştıkları ani ve geçici nakit ihtiyaçlarını karşılayacakları bir ’en son ödünç veren kurumun’ olmamasıydı. Bu nedenle 19. yy sonlarında ve 20. yy başlarında panikler art arda meydana geldi. 1873, 1884, 1893 ve 1907 mali panikleri bunların en önemli olanlarıdır.

1907 mali krizi, ABD’de mali sisteme bir düzen getirmenin gerekli olduğunun  anlaşılmasını sağlamıştır. Bu aşamada merkez bankasının varlığı değil de statüsü yani özel bir merkez bankası mı yoksa devlete ait bir merkez bankası mı olacağı fikri tartışılmaktaydı. Tüm bu tartışmalar devam ederken 1912 yılında Kongre tarafından kurulan ’Ulusal Para Komisyonu’ hem ülkenin mali ve ekonomik yapısını hem de diğer ülkelerin merkez bankalarını inceliyordu.  Komisyon bütün bu incelemelerden sonra bir merkez bankası kurulmasının kesinlikle gerekli olduğu sonucuna varan raporunu Kongre’ye verdi. Bunun üzerine Kongre merkez bankası kurulması için bir yasa hazırladı, bu yasanın Başkan Woodrow Wilson tarafından 1913 yılında imzalanmasıyla ABD’nin merkez bankası görevini yürütecek olan Federal Rezerv Sistemi ya da kısa adı FED olan kurum kuruldu. 18. yy da kurulması çalışmaları başlayan, birçok başarısız ve acı deneyimden sonra 20. yy başında kurulabilen FED, büyük Amerikan ekonomisinin temelini oluşturmuş ve halen de başarıyla çalışmalarını sürdürmektedir.

Amerika Birleşik Devletleri, merkez bankacılığının oluşması söyle bir kronolojik sıra izlemiştir.

·                    1791-1811: Amerika Birleşik Devletleri Birinci Bankası
·                    1816-1836: Amerika Birleşik Devletleri İkinci Bankası
·                    1837-1862: Serbest Bankası Dönemi
·                    1846-1921: Bağımsız Hazine Sistemi
·                    1863-1913: Milli Bankalar
·                    1913-Günümüz: Federal Rezerv Sistemi
2-FED’İN SERMAYE YAPISI
FED sermaye yapısı bakımından dünyada tek örnektir. FED’in sermayesi, üye bankalara aittir. Üye bankalar, sermaye ve karlarının %6’sı oranında Federal Rezerv Bank (FRB) hissesi almak zorundadırlar. Ancak, bunun %3’ü ödenmiş olacaktır. Geri kalan kısmı (%3) Guvernörler Kurulu’nun çağrısına bağlıdır. Ticari bankalar bu yatırımdan %6 oranında kar payı alırlar. Böylece şeklen her merkez bankası üye bankaların sahip olduğu bir şirkettir.


6 Temmuz 2011 (milyar dolar) itibariyle:

                              SERMAYE
Ödenmiş Sermaye
            26,71
Fazlalık
            25,91
Diğer Sermaye
               4,16
Toplam Sermaye
          56,78


3-FED’İN GÖREVLERİ

FED’in görevleri diğer ülke merkez bankalarının görevlerinden farklılık göstermez. FED’in iki temel görevi vardır, bunlar;
1) Para arzını ve kredi hacmini ekonominin ihtiyacına göre ayarlamak,
2) Güvenli ve sorunsuz bir bankacılık sisteminin ya da genel anlamda mali sistemin işlemesini sağlamak ve bunu sürdürmektir.

FED’in bu temel görevleri yanında Amerikan merkez bankası olmasının getirdiği başka görevleri de mevcuttur. Bu görevler şöyle sıralanabilir;
a) Mali kurumların düzenlenmesi ve denetlenmesi,
b) Madeni ve kağıt paranın emisyonu,
c) Ekonomide para ve kredi hacminin yönetilmesi,
d) Mali kurumlara kısa dönemli borç verilmesi,
e) ABD hükümetlerinin bankacılık hizmetlerinin yürütülmesi,
f) Ticari bankalara, kredi ve tasarruf kurumlarına hesap açma, kredi açma ve bankalar arası fon transferi gibi mali hizmetlerin sağlanması

Merkez bankaları öncelikle ekonomide para ve kredi arzını kontrol eder, çünkü para arzı direk olarak ekonomideki enflasyon, işsizlik ve faiz oranlarını belirler. FED’de bir merkez bankası olarak para arzını kontrol eder böylece söz konusu makroekonomik değişkenlerin hedeflenen seviyelere uygun olarak gerçekleşmesine yardımcı olur. Uzun dönemde fiyat istikrarı ve ekonomik büyüme, kısa dönemde enflasyonist ve deflasyonist baskıların giderilmesi bütün merkez bankalarının olduğu gibi FED’in de görevidir. Bu bağlamda FED en son borç verme makamıdır, Amerikan mali sistemin karşılaşacağı ani ve geçici nakit ihtiyacını karşılar.
Böylece FED ülkede yaşanabilmesi muhtemel geçici mali krizlerin ve likidite krizlerinin önüne geçmeyi hedeflemektedir. Ancak mortgage krizinden anlaşıldığı üzere bu tür fonlamaların krizleri önlemede pek de başarılı olmadığı bir gerçektir.
FED mali sistemdeki kurumları denetler ve bu kurumlarla ilgili düzenleyici kararlar alır. Bununla birlikte 12 Federal Rezerv Bankasının işlemlerini de denetler.
FED’in bir diğer görevi ABD hükümetlerine danışmanlık yapmaktır. Ülkeyi uluslar arası ekonomik toplantılarda temsil eder. IMF ve Dünya Bankası gibi uluslar arası kuruluşların ABD’deki mevduatlarını muhafaza eder. FED’in başkanı, uluslararası mali ve ekonomik politika meseleleri konusunda merkez bankasının görüşünü hükümete açıklar.


4-FED’İN YAPISI VE ORGANLARI

Sistemin Yapısı
FED’in yapısı diğer ülke merkez bankalarının yapısından oldukça farklıdır. En önemli farklılığı, ülkede tek bir merkez bankası teşkilatının kurulmamasıdır. Bu yapının farklı olmasının nedenleri,   ülkenin çok büyük olması, ticari bankaların çok sayıda olması, ülkenin ikili federal devlet yapısına sahip olması sayılabilir. FED yasası gereği olarak ülke 12 bölgeye ayrılmış ve her bölgede faaliyet gösterecek 12 Federal Rezerv Bankası kurulmuştur.


Sistemin (FED) Organları
§  Yönetim Kurulu(Guvernörler Kurulu)
§  Federal Serbest Piyasa Komitesi(FOMC)
§  On iki Federal Reserve Bankası
§  Üye Bankalar
§  Danışma Komisyonları
Federal Reserve Bankaların siyaseti, Federal Reserve Makamları ismin alan ilk üç unsur tarafından tesbit edilir.

1-Guvernörler Kurulu
Guvernörler Kurulu FED’in en önemli ve etkin organıdır. Kurulun sahip olduğu yetkiler ve işleyişi incelendiğinde; FED’in en tepesinde yer alan, tüm sistemi gözetleyen ve denetleyen bir yapı göze çarpar. Kurul yedi üyeden oluşmaktadır, üyeler ABD Başkanınca atanır ve Senato tarafından onaylanır. İdare merkezi Washington’dur. Kurul üyelerinin görev süresi 14 yıldır ve bu süre dolmadan görevlerinden alınamazlar.
Bu görev süresi bile FED’in ne kadar bağımsız olduğunun göstergesidir, çünkü ABD Başkanı yedi yıl görev yapmaktadır, ayrıca bu süre kurul üyelerinin para politikalarını istikrarlı bir şekilde uygulamasını sağlar. Kurul üyeleri, her iki yılda bir üyenin görev süresi bitecek şekilde atanırlar ve görev süresi biten üye yeniden atanamaz. Her üye farklı federal rezerv bölgelerinden seçilir. Kurul bütün işlemlerinden Kongreye karşı sorumludur. Kurul başkanı ve birinci başkan yardımcısı ABD başkanı tarafından 4 yıllık süre için atanır. Başkanın ve başkan yardımcısının kurul üyeliği sona ermedikçe yeniden seçilebilirler. Kurul Başkanı, ABD Başkanından sonra en önemli kişilerden birisidir.
Guvernörler Kurulu üyeleri aynı zamanda Federal Açık Piyasa Komitesi’nin (FOMC) de üyeleridir. 12 kişiden oluşan FOMC’nin 7 üyesi Guvernörler Kurulunun üyeleridir. Bunun anlamı, Guvernörler Kurulu üyeleri, hem ekonominin para politikası kararlarını alırken, hem de bu kararları uygulayan birimin de çoğunluğunu teşkil ederler.
Guvernörler Kurulunun en önemli görevi para politikasının tespit edilmesi ve yürütülmesidir. Kurulun görev ve yetkilerini ana başlıklar halinde şöyle sıralamak mümkündür;
a) Kanuni sınırlar içerisinde kanuni karşılık oranlarını tespit eder.
b) Kurul, FRB’nın başkan ve başkan yardımcılarını atar.
c) FRB’nın bütçelerini inceler ve onaylar.
d) Her bir FRB’nın kendi bölgesi için belirlemiş olduğu iskonto oranını gözden geçirerek kabul veya reddeder.
e) Kurul başkanı, ülke ekonomisi ve diğer ülke ekonomileri ile ilgili verileri toplayıp analiz ederek Banka’nın görüşlerini ABD Başkanına sunar.
f) Kurul başkanı ve üyeler, ekonomik konularla ilgili olarak yabancı ülkelerle olan müzakerelerde ABD’yi temsil ederler.
g) Banka denetim kurullarını belirler.
h) Kurul, menkul kıymet alımında kullanılacak kredi limiti olan asgari ödeme oranını tespit eder.
i) Kurul, FED’e üye bankaların yanında, ABD’deki bütün banka sistemi ile ilgili düzenlemeler ve denetlemeler yapmakla yetkilidir; örneğin, banka holding şirketleri, banka birleşmeleri, Birleşik Devletlerdeki uluslararası bankacılık faaliyetleri, üye bankaların yabancı ülkedeki faaliyetleri, yabancı bankaların şube ve acentalarının ülke içindeki faaliyetleri üzerinde...
j) Üye bankaların mudilerine verebilecekleri azami faiz oranlarını tespit eder.
k) ABD’de ödeme sistemi oluşturulması ve bu sistemin kusursuz bir şekilde işlemesinin sağlanması.
l) Kurul, FED’in para ve kredinin büyüklüğü ile ilgili hedeflerinin yanı sıra, ülke ekonomisi ile ilgili bilgilerin her yıl, yılda iki defa Kongre’ye özel rapor olarak sunar. Bu rapor Kurul’un kendi faaliyetleri ile ilgili bilgileri de içermektedir.
m) Banka binalarının yapılması veya mevcut binaların büyük tamiri gibi masraflarla, FRB’nın Başkan ve yardımcılarının maaşlarının tespiti Kurul tarafından yapılır.



2-Federal Açık Piyasa İşlemleri Komitesi (FOMC)
FOMC, amerikan merkez bankasının açık piyasa ile ilgili kararları alan ve uygulayan komitedir. 12 üyeden oluşmaktadır, bu üyelerin 7 tanesi guvernörler kurulu üyesidir, diğer 5 üye ise federal rezerv bankası başkanlarından oluşmaktadır. New York Federal Rezerv Bankası başkanı FOMC’nin değişmeyen üyesidir. Geriye kalan 4 üye 11 FRB başkanının sırayla görev almasıyla belirlenir. FOMC başkanı geleneklere göre Guvernörler Kurulu Başkanıdır, Başkan Yardımcısı da New York FRB Başkanıdır.
FOMC, Guvernörler Kurulunun da İdare Merkezi olan Washington’da yılda 8 kez toplanır.    Toplantılarda Guvernörler Kurulunun 7 FRB Başkanlarının 5 oy hakkı olmasına rağmen bütün FRB Başkanları toplantıya katılır, fakat oy kullanmazlar.
FOMC amerikan merkez bankası sisteminin açık piyasa işlemlerini yürütmekle görevli organıdır. Açık piyasa işlemleri günümüz merkez bankalarının para arzını kontrol etmede kullandığı en önemli ve etkin aracıdır. FOMC devlet tahvillerini ve federal devletlerin ihraç ettikleri tahvilleri alıp satarak para arzını, piyasadaki döviz ve efektifleri alıp satarak doların değerinin belirlenmesi ve koruma görevini yerine getirir.




3.-Federal Rezerv Bankaları
FED’i kuran yasa ülkeyi 12 bölgeye ayırmıştır. Bu bölgelerde merkez bankası görevini yürüten 12 ayrı Federal Rezerv Bankası mevcuttur. Bu bankaların ABD içinde yayılmış 25 şubesi vardır.
Federal Reserve Bankalar ile, bunların şubeleri ve kapsadığı alanlar aşağıdaki cetvelde gösterilmiştir:
Banka
Şubeler                                 
Boston
Yok


New York
Yok                                                               


 Filedelfiya
Yok


Clevland


Cincinnati
Pittsburg


Richmond


Baltimore
Charlotte


Atlanta
Birminghan
Jacksonville
Nashville
New Orleans
Savannah


Şikago
  Detroit


Saint Louise
Little Rock
Loisville
Memphis


Minneapolis
Helena


Kansas City
Denver
Oklohoma
Omaha


Dallas       
Elpaso
Houston
San Antonio
San Fransisko
Los Angeles
Portland
Salt Lake City
Seattle


FRB’lerin mülkiyet yapısına bakacak olursak; her FRB kendi bölgesinde faaliyet gösteren ve FED’e üye olan özel ticari bankalara aittir. Bu ticari bankalar kendi sermayelerinin %3’ü oranında FRB hissesi almak zorundadır. Bu hisselere karşılık kendilerine %6 oranında temettü dağıtılır. FRB’ler FED üyesi ticari bankaların sahip oldukları bağımsız bankalar olmakla birlikte, gerçekte bunlar Guvernörler Kurulunca tespit edilen kurallar çerçevesinde işlevlerini yerine getirirler. FED’in kurulduğu ilk yıllarda, FRB’ler daha fazla yetki ve güce sahipken, zamanla bu otorite Guvernörler Kuruluna geçmiştir.
Bu noktada FRB’lerin yönetimini incelemekte fayda vardır. FRB’lerin 9 tane müdürü vardır ve FRB’leri bu müdürlerin oluşturduğu kurullar yönetir. Bu müdürlerin seçilme şeklide bize FED’in bağımsızlığı hakkında önemli fikir verir. Ayrıca farklı çalışma alanlarından seçilmeleri bütün ekonomiyi kontrol edebilen bir FRB oluşturur.Müdürlerin 6 tanesi üye bankalarca diğer 3 tanesi de Guvernörler Kurulunca seçilmektedir. Bu müdürler üç kategoride sınıflandırılırlar. Üye bankalarca seçilen 6 müdürden 3’ü A sınıfı müdür olup, profesyonel bankacılardan oluşur. Diğer üç müdürde B sınıfı müdür olup tarım, sanayi ve ticaret alanlarından seçilen iş adamlarıdır. Geriye kalan ve Guvernörler Kurulunca seçilen C sınıfı üç müdür de, kamu çıkarlarını temsil etmek üzere atanırlar. C sınıfı müdürlerden birisi Başkanlık, diğeri de Başkan Yardımcılığı görevini yerine getirir. B ve C sınıfı müdürler hiçbir ticari bankada görev alamazlar.
FRB’lerin görevleri ilk planda bulundukları bölgenin ekonomisini yakından takip etmek, bunu yaparken yaptığı raporlamalar ile FED’in ekonomi politikaları oluşturmasında yardımcı olmaktır. FRB’nin görev ve yetkileri ana başlıklar halinde şöyle sıralanabilir;
 1) Çeklerin takası,
2) Piyasaya yeni para sürmek,
3) Yıpranmış ve eskimiş paraları tedavülden kaldırmak,
4) Bölgesi dâhilindeki bankalara kredi iskontosu yapmak ve bunların yönetimi,
5) Banka birleşmelerine onay vermek,
6) Reel sektör ve FED arasındaki bağlantıyı sağlamak,
7) Profesyonel ekonomistleri ile para politikası bültenleri hazırlamak.

4.-Üye Bankalar
FED’in sermayesi üye bankalara aittir. Fakat uygulamada üye bankaların sistemin işleyişinde etkin bir role sahip oldukları söylenemez. FRB’nin belirlediği politikalar üzerinde oy hakları yoktur. Üye banka sayısı ne kadar fazla ise sistemin para arzını kontrolü daha etkindir, para arzını daha etkin kontrol eden FED para politikasını uygulamada da daha etkin ve başarılı olmaktadır. FED yasası gereği tüm milli bankalar sisteme üye olmak zorundadır, fakat ticari üye olmak zorunda değildir.

5- Danışma Komisyonları
FED bir taraftan merkez bankası görevini yerine getirirken, diğer taraftan da daha karmaşık vazifelerini yerine getirir. Bunları çeşitli danışma komisyonlar aracılığıyla yapar; bu komisyonlar ’Federal Danışma Meclisi’ en önemlisi olmakla birlikte ’Tüketici Danışma Meclisi’ ve ’Tasarruf Kurumları Danışma Meclisi’dir. Bu komisyonları kuruluşu ve görevleri açısından incelersek;
- Federal Danışma Meclisi, 12 bölge Federal Rezerv Bankaları tarafından seçilmiş üyelerden oluşur. Washington’da yılda en az dört kez toplanır ve genel ekonomik konular, bankacılık sektörü incelenir. Bu toplantıların sonucu Guvernörler Kuruluna rapor edilir.
- Tüketici Danışma Meclisi, tüketici sorunları konusunda uzman 30 üyeden oluşur, yılda dört kez Guvernörler Kurulu ile birlikte toplanır. Toplantılarda tüketicilerin sorunları ele alınır.
- Tasarruf Kurumları Danışma Meclisi, tasarruf kurumlarının problemleri ve özel ihtiyaçları üzerine görüşülür. Üyeleri tasarruf, ödünç ve kredi birliklerinden gelen temsilcilerdir.
Bu meclislerin yaptırım gücü yoktur, sadece danışmanlık görevi yaparlar. Guvernörler Kurulu bu meclislerin görüşlerini dikkate almakta serbesttir.
4.FEDERAL REZERV SİSTEMİNİN BAĞIMSIZLIĞI
1913 yılında kurulan FED, 1914 yılında Avrupa’da başlayan Birinci dünya savaşının kötü etkilerini tamamen hissetmiştir. Bu dönemde Avrupa’dan Amerika’ya akan altınlar FED’in ülkede fiyat istikrarı sağlamasını zorlaştırmıştır. FED’in yeni kurulan bir merkez bankası olması nedeniyle, piyasada oluşan altın fazlasını çekecek açık piyasa işlemini gerçekleştirecek portföye sahip değildir. Bu gelişmeler sonucunda para stoku %46, fiyatlar genel düzeyi de %65 artış göstermiştir.
ABD 1917’de savaşa katıldıktan sonra, FED’in bağımsızlık konusundaki durumu iyice çıkmaza girmiş ve çıkarılan Overman Yasası ile Banka, hazineyi finanse eden bir kurum haline dönüşmüştür. 1919 buhranı ve altın standardının artık tarihe mal oluşu ile beraber, FED’in bağımsız hareket etme gücü ortadan kalkmış ve bankanın içine düştüğü bu fonksiyonel zayıflık II.Dünya Savaşı boyunca da artarak devam etmiştir. Ancak 1951 yılında yapılan bir düzenleme ile FED ve Hazine arasındaki bu bağımlılık ilişkisinin bir ölçüde hafifletildiği görülmektedir. Bu düzenlemenin sonucunda FED’in fonksiyonel bağımsızlığı tesis edilmiş fakat politik bağımsızlık konusunda olumlu bir gelişme sağlanamamıştır. FED 1973 yılında Bretton Woods sisteminin yıkılışının ardından Kongrenin açık bir yönlendirmesi olmaksızın faaliyet gösteren bir banka konumunu elde etmiştir.
En son 1980 yılında yapılan değişikliklerle FED şimdiki statüsüne sahiptir. Bu düzenlemelerle birlikte FED yasal olarak bağımsız hale gelmiştir diyebiliriz. Fakat fiili bağımsızlığı sağlamadığını söyleyebiliriz, çünkü FED Başkan’a değil Kongre’ye hesap verir, maliye bakanı ve hazine müsteşarının yetkileri dolayısıyla hükümete, dolayısıyla Başkan’a karşı sorumludur.

5.FED’İN ULUSLAR ARASI PİYASALARA ETKİSİ
Küreselleşme olgusunun günümüzde gelmiş olduğu düzey, uluslar arası ekonomik entegrasyonu çok ileri boyutlara taşımış bulunmaktadır. İletişim sistemlerindeki gelişmeler sonucu uluslar arası ödeme sistemleri saniyeler içinde devasa boyutlardaki fonların bir ülkeden diğerine, bir hesaptan bir başkasına aktarılmasını mümkün hale getirdiği için, kısa vadeli fonların ödemeler dengesi sermaye hareketleri hesaplarında yoğun olarak yer aldığı ülkeler likidite krizlerine ve sermaye kaçışlarına daha savunmasız hale gelmişlerdir. Ülkeler arası getiri ve risk farklılıkları fon akışının yönünü ve boyutunu belirlediğinden rezerv para niteliğindeki doların ve euro nun getirisi çok önem arz etmektedir. Bu nedenle ABD Merkez Bankası (FED) ve AB Merkez Bankası'nın uygulamaya koyacağı para ve faiz politikaları dünya genelinde fon akışlarının yönünü belirleyici bir fonksiyon üstlenmektedir.
ABD ekonomisinin büyüklüğü, bu ülkede meydana gelen finansal gelişmelerin diğer ülkeler açısından hayati önem arz etmesine sebep olmaktadır. Bu ülkenin bütçe ve cari işlemler açıkları (ikiz açık), enflasyon ve faiz oranlarındaki artış beklentisi diğer ülkeler tarafından yakından takip edilen gelişmelerdir.
Küreselleşmenin yol açtığı finans piyasalarındaki deregulasyon ve sermaye hareketlerinde son aşamasına gelmiş liberalizasyon politikaları sonucu ABD Merkez bankasının izlediği para politikaları dolar faiz oranlarını ve bono tahvil piyasalarındaki getiri oranlarını etkilediğinden fon akımlarının yönünü ve global getiri oranlarını etkilemektedir. Ayrıca finans kuruluşları arasındaki muhabirlik ve kredi ilişkileri de kriz durumlarında problemin diğer ülkelerde de kısa sürede yayılması sonucunu doğurmaktadır. Mortgage krizi bu nedenle kısa sürede global bir krize dönüşmüştür ve hala bütün piyasaları, özellikle  Euro bölgesini etkilemeye devam etmektedir.

Kuruluşundan Günümüze FED Başkanları:  

Charles Hamlin-1914–1916

William P. G. Harding 1916-1922

Daniel Richard Crissinger 1923 and 1927.

Roy A. Young 1927–1930

Eugene Meyer 1930–1933( 1946 yılında Dünya bankası kurucu başkanı)

Eugene R. Black 1933–1934

Marriner Stoddard Eccles 1934–1948

Thomas B. McCabe 1948–1951

William McChesney Martin, Jr 1951–1970

Arthur F. Burns 1970–1978

G. William Miller 1978–1979(1979–1981 hazine bakanı-başkan Jimmy Carter)

Paul Volcker 1979–1987

Alan Greenspan 1987–2006

Ben Bernanke 2006/

 

                                                                                                          MAHMUT ASLAN

                                                                                                     UFUK ÜNİVERSİTESİ 

                                                                                            SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ 

                                                                            ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜMÜ ÖĞRENCİSİ


Kaynakça:
AKYAZI, Haydar (1994). Merkez Bankacılığı ve Merkez Bankalarını Bağımsızlığı Sorunu Türkiye ABD Örnek Olayı, KTÜ Sosyal Bil.Ens. Yüksek Lisans  Tezi, Trabzon
AKYAZI, Haydar (2001) TC. “Merkez Bankası ile Federal Rezerv Sistemin (FED) Karşılaştırılması” Türkiye Bankalar Birliği, Bankacılar Dergisi Sayı. 36
AFSAR, Bilge  “Seçilmiş Dünya Merkez Bankalarına Örnekler”, KONYA TİCARET ODASI Etüt – Araştırma Servisi Araştırma Raporu, Tarih: 01.02.2006
OKTAR, Suat (1996), Merkez Bankalarının Bağımsızlığı, Bilim Teknik Yayınevi, İstanbul,

 YAZICI, Bülent (1946) (Vaşington Büyük Elçiliği Maliye Müşaviri),AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİNDE FEDERAL RESERVE SYSTEM, HAZÎNENİN BANKALAR ÎLE MÜNASEBETİ VE HARBÎN BU SAHADA DOĞURDUĞU İNKİŞAFLAR
PARKERWİLLİS Henry ve Brothers Harper,(1936 “The Theory and Practice of Central Banking”
YILMAZ,İlker (2006)Merkez Bankası  Bağımsılığı Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Avrupa Merkez Bankaları Sistemi ve Federal Reserve Sistem, Dicle Üniversitesi Sosyal Bil.Ens. Yüksek LisansTezi, Diyarbakır

2 yorum:

  1. Paylaşım için teşekkürler.
    Ekonomist Bilal Can Yahşi

    YanıtlaSil
  2. Çok detaylı ve anlaşılabilir bir yazı olmuş, elinize sağlık.

    YanıtlaSil

CELAL ŞENGÖR’ÜN CEHALETİ