9 Mart 2013 Cumartesi

VENEZUELA BOLİVAR CUMHURİYETİ CHAVEZ ÖNCESİ VE SONRASI DURUM KARŞILAŞTIRMASI








KARŞILAŞTIRMALI SİYASAL SİSTEMLER






VENEZUELA BOLİVAR CUMHURİYETİ CHAVEZ ÖNCESİ VE SONRASI DURUM KARŞILAŞTIRMASI








MAHMUT ASLAN
100730205
Ufuk Üniversitesi Uluslararası İlişkiler
Yüksek Lisans Programı









VENEZUELA BOLİVAR CUMHURİYETİ CHAVEZ ÖNCESİ VE SONRASI DURUM KARŞILAŞTIRMASI


GENEL BİLGİLER


Ülke Kimliği

Resmi Adı:                                                            Venezuela Bolivar Cumhuriyeti
Yönetim Biçimi:                                                    Federal cumhuriyet
Resmi Dili:                                                             İspanyolca[1]
Başkenti:                                                                Karakas
Yüzölçümü:                                                            916.445 km² [2]
Para Birimi:                                                            Bolivar
İşgücü(2009’un ikinci yarısında):                          12.956.729 kişi
İşsizlik(%,2009’un ikinci yarısında):                     7,5
Mobil Telefon Sayısı(2006):                                  18.790.000
Internet Kullanıcı Sayısı (2006):                            4.140.000


Sosyal Göstergeler
Nüfusu(2009’un ikinci yarısında):                        28.384.132
Kadın:                                                                    14.148.781
Erkek:                                                                    14.235.351
Nüfus Artış Hızı(%, 2010 tahmini):                      1.5
Okuma-Yazma Oranı(%):                                      94
Toplam Hasta Yatak Sayısı(2003):                          74.371
Ortalama Yaşam Süresi Beklentisi(2008):                73,76 yıl
Demiryolu Uzunluğu(2008):                                 806 km
Karayolu Uzunluğu(1999):                                    96.155 km
Havaalanı Sayısı(2009):                                        406










COĞRAFİ ÖZELLİKLER

Venezuela, Güney Amerika’nın kuzeyinde yer almaktadır. Ülkenin kuzeyinde Karayip Denizi, güneyinde Brezilya, doğusunda Atlantik Okyanusu ve Guyana ve batısında Kolombiya ile komşudur. Venezuela kıyı şeridi 2718 km, Brezilya ile olan sınırı 2.199 km, Atlantik Okyanusu kıyısı 1008 km, Guyana ile olan sınırı 743 km ve Kolombiya ile olan sınırı2219 km uzunluktadır.

Ülkenin ortalama hava sıcaklığı 1 ile 9 derece arasında değişmektedir ve en yüksek sıcaklık Maracaibo ve Los Llanos bölgelerinde 38 derece civarında gerçekleşmektedir.

Ülke geniş bir coğrafi çeşitlilik göstermektedir. Ülkenin kuzeyindeki adalar ve kıyı şeridi alçak yükseklik bölgesini oluşturmaktadır. And Dağları bölgesi ise ülkenin en yüksek alanını oluşturmaktadır. 4978 m yükseklikteki Bolivar Zirvesi da bu bölgede bulunmaktadır.

Ülkenin batısındaki Maracaibo Gölü 13820 km²’lik yüzölçümüyle ülkenin en geniş gölünü oluşturmaktadır.

Venezuela’nın en önemli su kaynağı olan Orinoco Nehri ise Kolombiya’daki bölümü de dahil 2140 km uzunluğa sahiptir ve Karayip Denizi’ne döküldüğü yerdeki Orinoco Deltası ülkenin yer üstü ve yer altı kaynakları açısından en zengin bölümüdür. Kerepakupai Meru (Angel)
Şelalesi ise 980 m yüksekliğiyle dünyanın en yüksek şelalesidir.

Venezuela bitki örtüsü açısından da dünyanın en zengin bölgelerinden biridir. 1990’ların sonunda bile ülkenin %50’si orman alanlarından oluşmaktaydı. Ülkenin sahip olduğu 30.000 kapalı tohumlu bitkiden 8.000’i endemik özellik göstermektedir. Hayvan çeşitliliği açısından da çeşitlilik gösteren Venezuela’da 49’u endemik olan 1.418 tane kuş vardır. Ayrıca 318 memeli ve 197 anfibik tür bulunmaktadır.

İklim açısından da geniş bir çeşitlilik gösteren ülke hem denizin etkilediği nemli ve yağışlı bölgeleri, hem And Bölgesi’nde çok düşük sıcaklıktaki
bölgeleri hem de Falcon Eyaleti’ndeki Medanos de Coro’da çöl arazilerini barındırmaktadır.

Doğal Kaynaklar
Venezuela dünyanın en zengin petrol rezervlerine sahiptir. ABD Jeoloji Servisi’nin bir araştırmasına göre Venezuela 513 milyar varil petrol rezervine sahiptir. Bu miktar Suudi Arabistan’daki rezervin iki katıdır. Diğer önemli yenilenemeyen kaynaklar arasında doğalgaz, demir, altın ve karbon bulunmaktadır.

Ülkenin yenilenebilir kaynaklarının en önemlileri ise ormanlar ve nehirlerdir. Nehirlerden elde edilen güç enerji ve elektrik üretiminde kullanılmaktadır.






ÜLKE TARİHİ
Kolomb öncesi dönemde bölgedeki en önemli kabileler And Bölgesi’ndeki Timoto-cuicaslar, ülkenin doğusu ve merkezindeki Karayipliler, bugün Amazonas Eyaleti’nin sınırlarında yaşayan Arawakolar’dır.

Venezuela’nın sömürge dönemi ise Kristof Kolomb’un üçüncü seyahati sırasında Trinidad Adası’ndan sonra 2 Ağustos 1498’de Orinoco Deltası’na gelmesiyle başlar. Bu seyahatle İspanyollar ilk kez Karayip Adaları haricinde Kıta Güney Amerika’sına gelmişlerdir. Kolomb bu seyahati sırasında Paria Körfezi’ni geçerek Venezuela açıklarındaki Margarita Adası’na gelmiştir.

Venezuela’da ilk kolonileştirme ise Coquibacoa Yönetimi’nin İspanya Kralı tarafından 1502’de Alonso de Ojeda’ya verilmesiyle başlar. Bunun ardından 1525’te Margarita Adası, 1527’de Venezuela, 1532’de Trinidad, 1568’de Nueva Andalucía ve Guayana’da İspanyol sömürge yönetimleri kurulur. 1528’de Kral I. Carlos bugünkü Venezuela’nın bir kısmı Madrid Antlaşması’na göre geçici olarak Alman Welser Ailesi’ne bırakır.

Bu dönemde bölge yerlileri tarafından İspanyol yönetimine karşı iki büyük ayaklanma gerçekleşir. Bunlardan ilki 1560 yılında Cacique Guaicaipuro tarafından, ikincisi ise 1600’de Quiriquires tarafından başlatılır ancak başarılı olmaz.

1717’de Nueva Granada Kralnaipliği’ne dönüşen bölgedeki İspanyol yönetimi 1777’de Venezuela Genel Yüzbaşılığı[3] haline gelir.



Bağımsızlık

18. yüzyılın sonlarına kadar gerçekleşen Aydınlanma, Amerika Birleşik Devletleri’nin kuruluşu, Fransız İhtilali, İspanya’nın Napolyon tarafından işgali ve sömürge yönetimlerinin merkeze daha da sıkı şekilde bağlanmaya çalışılması gibi olaylar Venezuela’daki bağımsızlık hareketlerinin başlamasında etkili olmuştur. İlk büyük başkaldırı 1795 yılında ülkenin batısındaki Coro’da José Leonardo Chirino tarafından gerçekleştirilmiş ancak başarılı olamamıştır.

1806’da Venezuela’nın büyük kahramanlarından sayılan Francisco de Miranda İngilizlerin de yardımıyla ülkeyi iki kez işgal etmeye çalışmış ancak o da başarılı olamayıp geri çekilmek zorunda kalmıştır.

19 Nisan 1810 tarihi ise Venezuela bağımsızlığının başlangıcı sayılmaktadır. O dönemde Venezuela Yöneticisi olan Vicente Emperan 19 Nisan 1810’da yönetimden indirilmiş ve yerine otonom bir cunta yönetimi kurulmuştur. Bu cunta sırasında ülkenin ilk Ulusal Kongresi toplanmış ve 5 Temmuz 1811’de Bağımsızlık Bildirgesi onaylanmıştır. Ancak Birinci Cumhuriyet kralcı tepkiler sonucu dağılmıştır. Birinci Cumhuriyet sırasında kurulan ordunun başkomutanı Francisco de Miranda ise İspanyol birliklerine teslim olmuştur.

1813’te ise Simon Bolivar tarafından büyük çaplı bir askeri harekât başlatılmıştır. Atanasio Girardot ve José Félix Ribas’la birlikte yönettikleri harekâtta Simon Bolivar ülkenin Andlar ve batı bölgelerinde başarılar sağlamıştır. Harekât, Karakas’ın ele geçirilmesiyle tamamlanmış ve Bolivar ünlü “El Libertador (Kurtarıcı)” ünvanını almıştır ve İkinci Cumhuriyet ilan edilmiştir. Ancak, 1814’te gerçekleşen kralcı ayaklanmalarla İkinci Cumhuriyet de yıkılmıştır.

1816’da İspanyol yönetimine karşı yeni bir harekât başlatan Bolivar 1819 yılında ele geçirdiği Venezuela’nın doğusunda Angostura Kongresi’nde Üçüncü Cumhuriyet’in kurumlarını kurdu ve Büyük Kolombiya’yı ilan etti.

1821’de kabul edilen Cúcuta Anayasası’yla ülkenin başkanı olarak Simon Bolivar seçilmiştir. 1830 yılına kadar Büyük Kolombiya içinde gerçekleşen federal savaşların ardından Venezuela Kurucu Kongresi’yle
Panama, Kolombiya ve Ekvador birlikten ayrılmış ve Venezuela Cumhuriyeti kurulmuştur.


Bağımsızlık Sonrası Dönem

Venezuela’nın bağımsızlıktan sonraki dönemi ise büyük siyasi çalkantılar ve diktatörlüklerle doludur. 19. yüzyılda öne çıkan figürler 3 kez başkanlık yapan José Antonio Páez ve liberal federalist lider Ezequiel Zamora’dır.

20. yüzyılın başlarında ise askeri diktatörlükler dönemi başlar. 1908’de gerçekleştirdiği bir darbenin ardından 1910’da Venezuela’nın resmi devlet başkanı olan Juan Vicente Gómez, 1935’teki ölümüne kadar ülkeyi yönetmiştir. Öğrencilerden gelen tepkileri önlemek için Venezuela Merkez Üniversitesi’ni on yıl süreyle kapatan Gómez’in ardından General Eleazar López Contreras ülkeyi 1941’e kadar yönetirken onun döneminde Venezuela Ulusal Ordusu, Merkez Bankası, Bilim Müzesi ve Güzel Sanatlar Müzesi kurulmuştur.

1948’de bir darbeyle başa gelen Marcos Pérez Jiménez’in diktatörlüğü 1958 yılında siyasi partiler arasında imzalanan Punto Fijo Antlşaması’yla son bulmuş ve o yıl Rómulo Betancourt başkan seçilmiştir.

Demokrasi Dönemi

Bu döneme her ne kadar demokrasi dönemi denilse de ülkede iktidar 1988-89’a kadar Acción Democratica-AD (Demokratik Hareket) ve COPEI (Bağımsız Siyasi Seçimler Organizasyon Komitesi – Hristiyan Demokrat Parti) arasında gidip gelmiştir. Punto Fijo Anlaşması’na sol partiler dahil edilmemiş olduğundan 60’lardan sonra sol nitelikli ayaklanmalar sık sık görülmüştür.

1989’a kadar bu iki partinin iktidarıyla devam eden süreç boyunca kötüleşen ekonomi, yaşam koşulları 1989’a gelindiğinde halk arasında çok ciddi bir ayaklanma başlatmıştır. 1988’de ekonomik krize dur deme vaadiyle iktidara gelen Carlos Andrés Pérez’in yeni yapısal uyum politikaları uygulamaya başlamasıyla yoksul halk başken Karakas’ta ayaklanmıştır. Bu politikalar faiz oranlarının serbest bırakılması, kamu hizmetlerine uygulanan vergilerin arttırılması, ithalat vergilerinin büyük ölçüde kaldırılması, bütçe açığında %4 oranında indirime gidilmesi ve yabancı firmalara karlarının tamamını ülkelerine aktarabilmesi gibi yeni-liberal politikaları içermiştir. AD’den seçilen başkan Pérez’in politikalarına karşı gerçekleşen ve çeşitli yağma, yol kapatma gibi olaylara sahne olan ve “El Caracazo” olarak isimlendirilen ayaklanma sırasında resmi olmayan rakamlara göre 3000 gösterici öldürülmüştür.



Chavéz Dönemi

Hugo Chavéz Frias, Venezuela ordusunda profesyonel bir askerken 4 Şubat 1992’de başarısız olan bir darbe girişiminde bulunmuştur. “El Caracazo” ayaklanmasının nedenleri arasında yer alan kötü yönetim, ekonomik sıkıntılar, yoksulluk, işsizlik gibi nedenlerle yönetime karşı yapılan darbeden sonra halk Chavéz’i tanımıştır. Chavéz yakalanıp tutuklandıktan sonra televizyonda bir dakika konuşmak istemiş; darbeye destek vererek ayaklanan halka sükunet çağrısında bulunmuş, darbenin tüm sorumluluğunu alırken isyancıların amaçlarına yalnızca “şu an için ” ulaşamadıklarını, önlerine ileriki dönemde daha iyi fırsatlar çıkacağını söylemiştir[4].

Chavéz darbe girişiminden girdiği hapisten o zamanki başkan Rafael Caldera’nın affıyla çıktıktan sonra siyasi sahneye atılmaya karar vermiştir. Siyasi kampanyasını daha organize yürütmek için 5. Cumhuriyet Hareketi’ni (Movimiento V Republica - MVR) kurdu. Hareketin amacı yeni bir anayasa yapmak olarak belirlendi. 1998 Kasım’ında yapılan Kongre ve Temsilciler Meclisi seçimlerinde MVR ciddi sayıda sandalye elde etti. Aralık 1998’de yapılan başkanlık seçimleriyle de oyların %56’sını alan Chávez başkan seçildi.[5]

Devlet Başkanı Hugo Chávez 6 Aralık 1998 tarihinde devlet başkanlığı seçimini kazandığında 1961 Anayasası geçerliydi. Chávez, ülkede radikal sosyal ve ekonomik değişimler sağlayabilmenin yolu olarak ülke çapında toplanacak olan ve anayasayı yeniden yazacak bir kurucu meclisin toplanmasını öngörüyordu. Bu fikirlerini daha sonra şöyle anlatacaktır:

“Aramızda geçmişle bağlarımızı nasıl koparacağımızı, sadece oligarşiye hizmet eden demokrasiyi, yolsuzluğu nasıl önleyeceğimizi konuştuk. Geleneksel askeri darbeyi ve cunta rejimlerini hep reddetmiştik. 1990-91 yılları arasında Kolombiya’da olanların farkındaydık, orada bir kurucu meclis vardı, ne var ki yetkileri sınırlıydı. Kolombiya’da kurucu meclisi oluşturan kuvvetler geleneksel kuvvetlerdi ve meclis de bu eski fikirlerin tutsağı olmuştu[6].”

1998 Devlet Başkanlığı seçimlerinde Chávez’in seçim vaatlerinden birisi de halka yeni bir anayasa yazacak olan bir kurucu meclis toplanmasını isteyip istemediğinin referandumla sorulmasıydı. Devlet Başkanı olduktan sonra ilk kararı bu referandumun yapılmasıydı. Referandum 19 Nisan günü yapıldı; seçmenlere sorulan sorulardan, kurucu meclis toplanmalı mı sorusuna %92, bu yapı başkanın önerdiği mekanizmayla mı toplanmalı sorusu da %86 oranında evet oyu verilerek kabul edildi[7].

Başkan seçilmesinin ardından yeni Anayasa yapımına girişen Venezuela, Yeni bir anayasa yazacak olan 131 üyeli Kurucu Meclis için seçimler 25 Temmuz 1999 günü yapıldı. Seçimlerde Chávez'in Beşinci Cumhuriyet Hareketi ve ona destek verenler aldıkları %91,6 oyla meclisteki 131 sandalyenin 120 tanesini kazanır[8].

Kısa bir süre sonra Kurucu Meclis ile değiştirmeye çalıştığı eski yapı arasında gerilimler patlak verir. Chávez, yeni oluşturulan Kurucu Meclisin 1998 seçimleriyle oluşan Meclisin yerine göreve devam edeceğini ve eğer isterse Meclisi ve mahkemeleri lağvedebileceğini belirtir.

 Buna karşılık muhalifleri ve başta Yüksek Mahkeme hakimi Cecilia Sosa Gomez yeni anayasa oluşturuluncaya kadar Kurucu Meclisin mevcut sistemin yedeğinde bulunması gerektiğini belirtir.

1999 yılı Ağustos ayında Kurucu Meclis ülkedeki hukuk sistemine müdahil olarak, hakimleri atama ve azletme yetkisini üstlenir. Ülkedeki yolsuzlukların üzerine gidilmesi politikasıyla örtüşen kampanya sonrasında 4700 hakim, noter ve hukuçu görevden alınacaktır.[4] 23 Ağustos günü Yüksek Mahkeme 8-6 oyla aldığı kararda Kurucu Meclisin anayasayı çiğnediği yolunda karar almasına rağmen ertesi gün hakim Gomez istifa eder.

25 Ağustos günü Kurucu Meclis anayasal acil durum ilan ederek Meclisin sadece bütçe ve iletişim konularıyla ilgili karar yetkisinin olduğunu bildirir. Buna cevaben Meclis ise Ekim ayına kadar tatile gitme kararını askıya alarak vekilleri 27 Ağustos günü toplantıya çağırır. Bu dönemde Kurucu Meclis, Meclisin toplanmasını yasaklasa da iki yapı arasında 10 Eylül günü varılan uzlaşmada yeni anayasa yürürlüğe girinceye kadar iki organın da varolmasında fikir birliğine varılır.

Chávez’in öncülüğünü yaptığı Kurucu Meclis, Chávez tarafından planlanan sosyal adalet programının önünü kısa sürede açacak şekilde anayasayı oluşturmuştur. Venezuela iktidar yapısındaki derin değişiklikler sayesinde siyasi arenaya yeni giren siyasi güçlere alan açılmış ve ulusal siyasi yapı değiştirilmiştir. Chávez bu açılım sayesinde politikalarına muhalif olanlara karşı önemli bir adım olmuştur.

Yeni anayasa 15 Aralık 1999 günü seçmenlerin onayını sunulacak ve %71,78 oranında evet oyu alarak 20 Aralık itibarıyla yürürlüğe girecektir.

Anayasa metni çok çeşitli kaynaklardan etkiler taşımaktadır. Simón Bolívar’ın anayasa üzerine yazılarından, Kübalı devrimci yazar José Martí’den, Perulu marksist José Carlos Mariátegui’den ve Sovyet hukukçu Evgeni Paşukanis’den etkiler görülebilmektedir. Metinde Bolivarcılık ve Marksizm etkisi özellikle halk egemenliği, referandum vurgusu, sosyal sorumluluk, haksızlığa başkaldırma ve dış güçlerden bağımsızlık gibi konu başlıklarında hissedilir.

Anayasa değiştikten sonraki süreçte Chávez 2001 yılı boyunca Meclis’in kendisine verdiği yetkiyle tarım, petrol gibi alanlarda 49 tane kararname[9] çıkarmış ve bu olay da muhalefeti tedirgin etmiştir. 2001’in Aralık ayında muhalif işveren sendikaları tarafından çok büyük bir genel grev başlatılmıştır.

11 Nisan 2002’de gerçekleştirilen ordunun bir kesimi, büyük işletme sahipleri ve Katolik Kilisesi tarafından desteklenen bir darbeyle görevinden düşürülen Chávez, halkın ve ordunun desteğiyle 14 Nisan 2002 şafağında tekrar görevine dönmüştür[10]. Chávez, 2004’te geri çağrılmasına yönelik bir referandumdan da zaferle çıkmıştır.

Bolivarcı Devrim olarak adlandırılan süreç boyunca Venezuela’da birçok sosyal proje gerçekleştirilmiştir. Sağlık, eğitim, ekonomi, kültür alanlarında yoğunlaşan ve “Misión (Misyon)” olarak adlandırılan projelerle ülkenin her yerinde ücretsiz sağlık, ücretsiz eğitim hizmetleri verilmiş, petrol gelirleri bu projelerle ülkenin sosyal durumunu iyileştirilmesinde kullanılmıştır.


SİYASİ VE İDARİ YAPI

Venezuela’da geçerli olan anayasa 15 Aralık 1999’da halkoylamasıyla kabul edilen Bolivarcı Anayasa’dır. Anayasa’ya göre Venezuela demokratik, federal, adalet ve hukuka dayalı sosyal bir devlettir[11].

Venezuela’da güçler ayrılığı uygulanmaktadır. Ancak klasik sistemlerden farklı olarak 3 yerine 5 güç bulunmaktadır. Bunlar yasama, yürütme, yargı, vatandaşlık ve seçim güçleridir.

Yasama Gücü, tek kanatlı Ulusal Meclis’te toplanmıştır. Meclis 167 üyeden oluşur. 5 yıllığına seçilen üyeler en fazla ikinci kez seçilme hakkına sahiptirler. Üyeler genel, doğrudan ve gizli oyla seçilirler ve halkı ve seçildikleri eyaleti aynı anda temsil ederler. Üyeler yasalara uygun
olarak yapılan bir halkoylamasıyla geri çağrılarak görevlerinden alınabilirler.

Başkan’ın yasaları veto etme hakkı vardır. Bu durumda Meclis yasa tasarısını tekrar görüşür. Meclis’in Başkanlık Kurulu, bir başkan, iki başkan yardımcısı, bir sekreter ve bir sekreter yardımcısından oluşur.

Yürütme Gücü, başkan, başkan yardımcısı ve bakanlar kurulundan oluşur. Başkan, ulusal yürütme gücünün başıdır. Başkanın görev süresi 6 yıldır ve yeni görev süresi için tekrar seçilebilir. Başkan yardımcısı ve bakanlar başkan tarafından atanır.

Yargı Gücü bağımsızdır. Yetki vatandaşlardan alınır ve devlet adına kanun yetkililerine verilir. Atama ve terfiler sınavlardan geçmiş adaylar arasından yargı mensuplarından oluşan jürilerce gerçekleştirilir. En üst yargı organı olan Yüksek Adalet Divanı yargıçları 12 senelik dönemler için seçilirler.

Vatandaş Gücü Ombudsman, Başsavcı ve Sayıştay Başkanı tarafından oluşturulan Cumhuriyet Etik Konseyi tarafından yürütülür. “Vatandaş gücünü yürüten organlar Anayasa ve kanuna uygun olarak kamu ahlakına ve idari ahlaka ters düşen konularda önlem almak, bunları araştırmak ve hüküm vermek; kamu mirasının doğru kullanımı ve iyi işleyişini gözlemlemek; devletin tüm idari faaliyetlerinde yasallık ilkesinin uygulanmasını sağlamak ve vatandaşlığı oluşturan aşama olan eğitim, dayanışma, özgürlük, demokrasi, sosyal sorumluluk ve emek konularını teşvik etme görevlerini yerine getirir.”[12]

Seçim Gücü ise yönetici birim olan Yüksek Seçim Kurulu tarafından ve bu kurulun altında çalışan Milli Seçim Komitesi, Sivil ve Seçmen Kütüğü Komitesi ve Siyasi ve Mali Katılım Komitesi tarafından yürütülür. Seçim yasalarını düzenlemek, seçimleri kısmen ya da tamamen geçersiz kılmak, seçim ve referandumları düzenlemek Yüksek Seçim Kurulu’nun yetkisindedir.

Venezuela idari açıdan 1 Merkez Eyalete, 23 federal eyalete ve federal topraklara ayrılmıştır. Federal topraklar eyaletlerin topraklarına dahil edilemeyen adalar ve kıta sahanlığında kalan adalardır. Karakas devletin başkentidir ve Yönetim bu şehirde bulunmaktadır. Devlet yönetimi başka bir kentte organize edilemez.
DEVRİMİN BAŞARILARI
Siyasi Alanda Yapılanlar
Venezuela’da son 12 yılda meydana gelen siyasal değişikliklerin çoğu, daha önce siyaset dışı kalmış toplumsal kesimlerin siyasete katılım oranında büyük artışa sebep olmuştur. Bu durum geniş çeşitliliğe sahip bir alanda meydana gelmiştir. Örneğin oy vermek için kayıtlı seçmen nüfusu 1998’de yüzde 79’dan 2010’da yüzde 92’ye yükselmiştir. Aynı şekilde başkanlık seçimlerine katılan seçmen sayısı 1998’de yüzde 65,5 iken 2006’da yüzde 74,6’ya yükselmiştir. Yüksek katılım oranı ile kayıtlı seçmen sayısındaki artış bir araya geldiğinde seçmen nüfusun katılım oranı 1998 ve 2006 yılları arasında yüzde 51’den yüzde 69’a yükselmiş demektedir[13].
1999 anayasasında kadın haklarına da geniş yer ayrılmış ve ev işlerinin emeklilik gelirini hesaplamada gelir getirici iş kapsamına alınması kararlaştırılmıştır (ne var ki bugüne kadar yürürlüğe konmamıştır). Dahası borçlanma, toprak reformu ve kamu eğitimi ile yoksulluğu azaltma gibi toplumsal programlara erişimde kadınlar ve yerli halklara pozitif ayrımcılık olanakları sunulmaktadır.
Sadece daha fazla Venezuelalının siyasal sürece katılımının yanında, aynı zamanda katılım için daha öncekinden daha fazla olanağa sahipler. Katılım için var olan bu olanaklar, seçilmiş bir temsilciyi görevden almak, kanunları onaylamak ve iptal etmek için vatandaşların referandum başlatma hakkı gibi pek çok biçimde kendini göstermektedir.
Belki de katılımın en yeni ve önemli biçimi toplumun yurttaşlar konseyi aracılığıyla kendi kendine örgütlenmesidir. Bunun neticesinde 2006’dan bu yana 30 binden fazla komünal konsey ve komün adıyla bilinen toplum konseylerinden oluşan çok sayıda küme meydana gelmiştir. Komünal konseyler 150-400 ailenin bir araya gelmesi ve çok çeşitli toplumsal gelişim projelerinden biri üzerinde çalışmaya karar vermesiyle oluşturuluyor. Bu projelere hükümet önemli miktarda fon sağlıyor.
Sivil toplum katılımcılığının bir diğer biçimi üyelerin yönetimin birbirinden bağımsız üç birimine (yargı, adli takip ve seçim) aday gösterilmesinde gerçekleşiyor.
Medyaya gelince, bugün Venezuela halkı ülke çapında yüzlerce yeni ve bağımsız halk radyosu ile televizyon  istasyonunun yaratılmasına iştirak ediyor. Önceki hükümetler halk medyasına aman vermezken bugün devlet kurumları onlara sadece finansal destek vermekle kalmayıp eğitim ve ekipman konusunda da yoğun destek veriyor.
Latin Amerika’daki demokrasileri karşılaştırmak için Latinobarometro’nun her sene yaptığı kamuoyu araştırmalarına göre daha fazla kapsama ve katılım Venezuela’nın demokratik siyasal sisteminin daha fazla onay görmesiyle sonuçlanmış. Bunun anlamı Venezuelalıların Latin Amerika’daki diğer ülke vatandaşlarından daha fazla demokrasiye güvenmesi. Venezüellalıların yüzde 84’ü, “demokrasi diğer yönetim biçimlerine göre daha üstün bir yönetim biçimi,” derken bu oran Latin Amerika’nın tamamında ortalama yüzde 61[14]. Venezuelalıların yüzde 49’u kendi demokrasilerinden memnun olduğunu söylemekte. Bu sayı bölge ortalaması olan yüzde 44’ten 5 puan fazla ve 1998’deki orandan 14 puan fazladır[15]. Aynı şekilde Venezuelalılar diğer Latin Amerika ülke halklarına nazaran siyasete daha fazla ilgi göstermekte (bölge ortalaması yüzde 26 iken Venezüella’da yüzde 35)[16]. Son olarak ana akım medyayı okuyan birinin tersine Venezuelalıların sadece yüzde 25’i başkanlarının kitle iletişim araçlarını kontrol ettiğini söylemekte. Bu rakam bölge ortalaması olan % 29’dan 4 puan daha düşük[17].
Ekonomik Alanda Yapılanlar
Chavez hükümeti geçtiğimiz 12 senede Venezuela’nın siyasal sistemini demokratikleştirirken bir yandan da hem makroekonomik hem de makroekonomik düzeyde de değişiklikler yaptı.
Makro-ekonomik düzeyde sonuç, ekonomi üzerinde artan devlet kontrolü ve Venezuela’daki neoliberalizmin yok edilmesi oldu. Chavez hükümeti önceki yarı-bağımsız ulusal petrol endüstrisi üzerinde yeniden devlet kontrolünü elde etti. Hükümet işçilere daha fazla hak ve ücret vererek petrol endüstrisinin özel alt-yüklenicilerini (taşeron şirketleri) kamulaştırdı ve onları devletin idaresindeki petrol şirketine bağladı. Hükümet aynı zamanda çok uluslu petrol şirketlerinin faaliyetlerini de kısmi olarak kamulaştırdı ve herhangi bir petrol üretim alanının en fazla yüzde 40’ını denetlemelerini garanti altına aldı. Bunun ardından, çok uluslu petrol şirketlerinin petrol üretimi için karlı imtiyazlar elde ettiği ‘hizmet sözleşmelerini’ iptal etti. Belki de en önemlisi, hükümetin üretilen petrol üzerindeki hakkını yüzde 1 gibi az bir rakamdan en az yüzde 33’e çıkarması oldu.
Petrol üretimi dışındaki alanlarda kilit endüstriler (daha önce özel olan) kamulaştırıldı: çelik üretimi (Sidor), telekomünikasyon (Cantv), elektrik dağıtımı (üretim zaten devletin elindeydi), çimento üretimi (Cemex), bankacılık (Banco de Venezuela) ve besin dağıtımı (Éxito).
Mikro-ekonomik düzeydeki demokratikleşme çabaları, işyeri şartlarını iyileştirme yönünde oldu. Hükümet düşük faiz oranları ve parasız eğitimlerle 100 binden fazla kooperatifin yaratılmasını destekledi. Bu Chavez öncesi döneme nazaran 100 katı bir yükselişe karşılık gelmektedir. Fabrikaların kapatıldığı yerlerde hükümet daha önce bu fabrikalarda çalışmış işçilerin bu yerleri devralmasına olanak sağladı. Bu yolla işçilerin yönetiminde onlarca fabrika yaratıldı.
İşyerlerinin demokratikleştirilmesi belki de en büyük etkisini tarım alanında gösterdi. Sadece toprak sahibi olarak değil, aynı zamanda eğitim, kredi, teknoloji ve pazara erişim olanaklarıyla toprak reformundan bir milyondan fazla Venezüellalı faydalandı.
Chavez hükümetinin uyguladığı ekonomik politikaların sonucu, yoksulluk oranının yüzde 50 azalması oldu. Rakam 1998 başında hane bazında yüzde 49 iken 2009 sonunda yüzde 24’e geriledi[18]. Aynı şekilde aşırı yoksulluk oranı da üçte bir azaldı. Rakam 1998’de hane bazında yüzde 21 iken 2009 sonunda yüzde 6 olmuştu[19]. Yoksulluktaki bu gerileme büyük ölçüde yoksullar yararına yapılan toplumsal politikalara atfedilirken, bir kısmı da işsizlik oranlarındaki çarpıcı düşüşe bağlanabilir. 1999 başında yüzde 14,5 olan işsizlik oranı yarı yarıya düşmüş ve 2010 sonunda yaklaşık yüzde 7 olmuştur. Neoliberal politikaları tatbik eden kimi ülkelerde de yoksulluk oranlarında benzer düşüşler görülmüştür, ancak bu genelde daha büyük bir eşitsizlik pahasına gerçekleşmiştir. Venezüella’da ise eşitsizlik ‘Gini katsayısına’ göre 1998’de 0,49 iken 2010’da 0,39’a düşmüştür[20]. Bu rakam Latin Amerika’daki en düşük orandır.
Tüm bunlar benzer ekonomilere sahip Latin Amerikalılara göre daha fazla sayıda Venezüellalının ekonomiden memnun olduğunu –iki senelik durgunluğa rağmen- (2009 ve 2010) göstermektedir. Yani ekonomiden memnun olduklarını söyleyen Latin Amerikalıların oranı ortalama yüzde 30’ken aynı oran Venezuelalılarda yüzde 38’dir[21].
Eğitim Alanında yapılanlar
2005'te Venezuela, UNESCO tarafından belirlenen hedefe, bedava eğitim ülkesi olduğunu ilan ederek ulaştı; yetişkin ve yaşlıların % 96'si okuma ve yazmayı biliyor. Su anda Venezuela devleti GSMH (Gayri Safi Milli Hâsıla)'sinin % 7'sini eğitime ayırmayı hedeflemekte – eğitime ayrılan bu oran 1998'de GSMH'nin % 3.9'u idi. Sosyalist misyonlar (sosyal programlar) dâhil edilmezse, 1998'de okula kaydolan örgenci sayısı 6.2 milyondu; su anda hem kamu hem de özel okullarda kayıtlı öğrenci sayısı 7.5 milyon.
Chavez'in inisiyatifiyle resmi eğitim sisteminin dışına itilmiş nüfusla ilgilenilmesi maksadıyla oluşturulmuş sosyalist misyonlar aşağıdaki istatistikleri bizlere sağlamakta:
Misyon Robinson II: 437.171 öğrenci mezun oldu.
Misyon Ribas: 510.585ögrenci mezun oldu.
Misyon Sucre: 571.917 Venezuelalı 334 farklı belediyede, 24 (kariyer) programda yüksek öğrenim görmekte. 30 bin öğrenci yedi programdan mezun oldu. Bu programlar eğitim, çevre yönetimi, yerel gelişim sosyal müdürlüğü, gazetecilik, bilgisayar bilimi ve tarımsal ürün üretimidir[22].
Sağlık Alanında Yapılanlar
Venezuela GSMH’ sinin % 4.2'sini sağlığa ayırmakta ve Barrio Adentro I-II-III ve IV sosyal programlarının oluşturulmasıyla Venezuelalilar'in sağlık hizmetlerinden parasız yararlanma imkânını garanti altına alan stratejiler derinleştirilerek sürdürülmekte. 2009 yılına kadar Barrio Adentro aşağıdaki başarıları göstermiştir:
24.884.567 Venezuelalı, diğer bir deyişle nüfusun % 88.9'u, bu misyonlardan faydalanmaktadır.630.491 Venezuelalı bu misyonlar sayesinde kurtarılmıştır.
Barrio Adentro: 6531 Halk Sağlık Merkezi'nin, 479 Entegral Tanı Merkezi'nin, 543 Entegral Rehabilitasyon Merkezi'nin, 26 İleri teknoloji Merkezi'nin, 13 Halk Kliniği’nin, 459 gözlük ve 3019 Tip ve Diş Bakim Merkezi'nin kurulusunu gerçekleştirmiştir[23].
GIDA ÖZERKLIGI
Ülke gıdasının güvenliği ve özerkliğini garanti altına almak için Bolivarcı Hükümet, Venezuela halkına temel yiyecek maddelerini düşük fiyattan ve aracısız olarak temin etme amacını taşıyan Gıda Misyonları’nı (Mission Food) kurmuştur. Bu inisiyatif, depolama merkez ve dükkan ağlarıyla (Mercal, PDVAL, ASA, FUNDAPROAL gibi adlarla) gerçekleşmiştir.
1998'de Venezuela 16.272.000 ton sebze üretmiştir. 2008'de Venezuela, 20.174.000 ton besin üretimini gerçekleştirme başarısını göstermiştir. Bu rakamlar bu güne değin % 24'lük bir artışı temsil eder[24].
TEKNOLOJİK ÖZERKLİK
 Bolivarcı Hükümet öncesinde bilim ve teknoloji alanında hemen hemen hiçbir yatırım yapılmamıştır. Bugün Venezuela GSMH’ sinin % 2.69'u bilim ve teknolojiye ayrılmıştır. Infocentros (bilgi merkezleri) ve Milli Teknoloji Okuryazarlık Planı’nın oluşturulmasıyla Venezuela halkının bilgi ve komünikasyon teknolojilerinden faydalanma imkânı artırılmıştır. 29 Ekim 2008'de Venezuela, Çin Halk Cumhuriyeti'ndeki Sichuan Uydu Merkezi'nden, Simon Bolivar Uydusu'nu göndermiştir; uydu hala faaldir ve Venezuela Devleti uydunun kontrolünü devralmıştır. Uydu hizmetleri ülke çapındaki binlerce topluluğun ve Venezuela sınırları dışındaki diğer Latin Amerika ve Karayip ülkelerinin hizmetine sunulmuş olacaktır. Venezuela’nın teknolojik özerkliğinin güçlendirilmesi ana stratejik önemdeki telefon şirketinin, Venezuela Milli Telefon Şirketi (İspanyolca kısaltılmışı CANTV), devletleştirilmesini de içermektedir.

ULUSLARARASI İLİŞKİLER
Chavez hükümetinin öne çıkan iki temel hedefi vardır. İlki bugünden farklı olarak, küresel politikaları belirleyen süper-güçlerin olmadığı ‘çok-kutuplu’ bir dünya yaratma isteğidir. Böyle bir çok-kutuplu dünya, ulusal ve bölgesel çıkarların daha iyi dengelenmesini sağlayacak ve uluslararası arenada daha doğru bir denge oturtacaktır.
İkinci olarak Chavez hükümeti bölgede Latin Amerika ve Karayip entegrasyonu üzerine odaklanmıştır. Bölgesel entegrasyon sadece çok-kutuplu bir dünya yaratılması yönündeki çabaları desteklemekle kalmaz, aynı zamanda bölgedeki Üçüncü Dünya ülkelerinin birbirleriyle ya da Kuzey’deki ülkelere karşı tek tek rekabet etmeleri yerine güçlerini birleştirip entegre olurlarsa ekonomik ve siyasal gelişim için daha fazla şansa sahip olacaklarının tanınması üzerine şekillenmiştir.
Bölgesel entegrasyon ve çok-kutuplu dünya yaratılması yönündeki hareketler pek çok cephede gelişme göstermiştir. Bunun bir örneği Güney Amerika’daki bütün ulusları yeni bir siyasal ve ekonomik proje altında bir araya getiren Güney Amerika Ulusları Birliği’nin (UNASUR) yaratılmasıdır. Birliğin, diğer pek çok şey arasında bir Güney Amerika para birimi yaratma hedefi vardır. Birlik, bütün Güney Amerika uluslarını birleştiren bir projeyken, Venezüella da onun en önemli kurucularından biri olmuştur.
Küba ile birlikte Venezüella farklı bir entegrasyon projesi daha uygulamaya koymuştur. Latin Amerika için Bolivarcı İttifak (ALBA) adını alan projeye dâhil ülkeler Venezüella, Küba, Bolivya, Ekvador, Nikaragua, Dominika, St. Vincent ve Grenadin, Antigua ve Barbuda’dır. Bu bölgesel ittifak serbest piyasa yerine dayanışma ve adil değiş-tokuşa dayalı yeni ticaret ilişkileri yaratmaktadır. 
Benzer ama petrol sektörü ile sınırlı bir proje PetroCaribe’nin yaratılması olmuştur. PetroCaribre aracılığıyla Venezüella, Karayip ülkelerinin dünyadaki petrol fiyatlarının iniş çıkışlarından daha az zarar görmeleri ve çokuluslu petrol şirketlerine daha az bağımlı olmaları için bu ülkelere cömert finans oranlarıyla petrol ve teknik destek sağlamaktadır. 
Chavez hükümeti aynı zamanda dayanışmaya dayalı insan-insana diplomasiyi ısrarla vurgulamış ve bunu Kübalı doktorların yardımıyla Amerikaların bütün ülkelerindeki (ABD dâhil) yoksullara ücretsiz göz operasyonları sağlayan bir program olan Mucize Misyonu aracılığıyla gerçekleştirmiştir.
Bu insan-insana diplomasiyi destekleyen projelerden bir diğeri U.S. Heating Oil Program’dır (ABD Isınma Yakıtı Programı). Bu proje ABD’deki yoksul gruplara, özellikle ülkenin her yerindeki Amerikalı Yerli topluluklara, Venezüella’nın ABD merkezli petrol şirketi Citgo aracılığıyla çok düşük fiyata ısınma yakıtı sağlamaya yöneliktir[25]


BOLİVARCI DEVRİMİN EKSİKLİKLERİ


Bolivarcı hareket içinde iç eleştiriyi ve hükümet için yön değişimini çok zorlaştıran belli başlı dört engel görülmektedir. İlk engel paradoksal olarak, Bolivarcı Devrimin bu kadar başarılı olmasının da temel sebebi olan Başkan Chavez’in kendisidir. Yani Bolivarcı Devrim büyük ölçüde Chavez’in parçalanmış durumdaki solu birleştirme ve çoğunluğu yoksullardan oluşan demoralize ve haklardan yoksun bir nüfusu harekete geçirme yeteneği sayesinde gerçekleşmiştir. 

Ne var ki Chavez’in müthiş liderlik kapasitesi aynı zamanda devrimin sürekli ilerlemesi için harekette ona müthiş bir bağımlılık da yaratmıştır. Sonrasında bu bağımlılık harekete destek verenler için devrimi eleştirmeyi zorlaştırmıştır, çünkü bütün eleştiriler devrimin dayandığı o tek birey üzerine olumsuz yönde yansımaktadır. Bu yüzden iç tartışmalar daha ilerlemeden kesilme eğilimindedir. Kısacası Bolivarcı Devrim, tek bir karizmatik lidere olan güçlü bağımlılığı nedeniyle oldukça kırılgandır. Venezüella Birleşik Sosyalist Partisi’nin (PSUV) kurulmasıyla bu zaafın yenilmesi beklenirken kurumsallaşmadaki yetersizlik ve partinin her hareketinde Chavez’e bağımlı olması nedeniyle şimdiye kadar bu gerçekleştirilememiştir. 

İkincisi, son 12 senede Venezüella’da meydana gelen son derece keskin değişikliklere karşın, ülkenin himayeci (bazı Venezüellalılar ‘kabileci’ de diyor) siyasal kültüründe büyük bir değişiklik olmamasıdır. Böyle bir siyasal kültür içinde bir bireye olan bağlılık (Başbakan ya da alt-grup, ‘kabile’ ya da ‘klan’ gibi) siyasal ideal ve ilkelere olan bağlılıktan çok daha önemlidir. Birbirine bağlılık adına bir el diğerini aklarken böylesi bir himayeci siyasal kültür suiistimale açık bir zemin yaratmaktadır. Bu şartlar altında eleştiri sadece birliği tehdit etmekle kalmaz, aynı zamanda ihanet işareti olarak kabul edilir ve bunun sonu ilerleyememeye, hatta belli kişilerin görevlerini kaybetmesine gidebilir. 

Üçüncüsü, birlik ve bağlılık taleplerinin Chavez’in oldukça hiyerarşik ve yukarıdan aşağıya işleyen askeri yönetim tarzıyla bir arada olmasıdır. Chavez’in Venezüella’da katılımcı bir toplum yaratma niyeti tekrar tekrar vurgulanırken, kendisine yakın çevrelerde ve bir bütün olarak kamu yönetiminde yukarıdan aşağıya hiyerarşik bir yönetim kültürü yerleşmiştir. Bu durum öyle ya da böyle katılımcı bir demokrasi yaratma çabalarıyla çelişir. Görünen o ki Chavez’in kendisi ve çevresindekiler bu yönetim tarzının hükümetin daha demokratik bir toplum yaratma hedefiyle bağdaşmadığını fark etmemektedir. Sonuç olarak komünal konseyler ve işçilerin yönetimindeki işyerleriyle güçlendirilen halk içindeki Chavez destekçileri kendilerini, talimatları Chavez’den alan bakanların verdiği talimatları uygulamaya koymaya çalışan devlet yetkilileri ile sert çatışmalar içinde bulmaktadır. 

Dördüncüsü, PSUV parti programı dikkatlice ve detaylı hazırlanmış olsa da Bolivarcı Devrimin buradan sonra nereye yol almayı hedeflediğine dair hâlâ belirsizlik olmasıdır. Toplumu demokratikleştirmek için hükümet ne kadar ileri gidecektir? Etki petrol şirketi de dâhil kamu malı olan bütün girişimlere yayılacak mıdır? Peki ya özel girişimler? Kapitalist pazar konusunda hedef nedir? Merkezi devlet planlaması ya da demokratik planlama yoluyla pazarın üstesinden gelmek mi yoksa sosyalist pazar ekonomisi uygulamak mı? 

Detaylı bir gelecek planının eksikliğinde olumlu bir yan da bulunmaktadır: Bu durum tartışma ve kolektif karar alma için alan açmaktadır. Ne var ki iç tartışma için koşullar sınırlı olduğunda -daha önce belirttiğimiz engellere bağlı olarak durum budur- çözülme ve oportünizm galip gelir ve hükümetin eksikliklerini iletmek mümkün olmaz. 

Bolivarcı Devrim, Chavez cephesi dışında engellerle de karşı karşıyadır. Bu engeller arasında geçmişte hükümete karşı çıkmak için sık sık anayasaya aykırı araçlar kullanmış bir muhalefet, her fırsatta Chavez hükümetini baltalamak için bütün siyasal ve ekonomik gücünü kullanan bir süper güç –Birleşik Devletler- ve var olan ekonomik sistem içinde bir alternatif yaratmayı pratikte imkânsız hale getiren bir küresel kapitalizm bulunmaktadır. 

Ne var ki konu hükümetin icraatlarına geldiğinde Venezüellalılar dışarıdan gelen bu engellerin kendilerini etkilemesine izin verir görünmemektedir. 2006’da yeniden seçilmesinden bu yana hükümete ve Chavez’e olan desteğin aşınmasına sebep olan bunlar değil, Chavez hükümetinin yukarıda adı geçen eksiklikleri ve hükümetin onların üstesinden gelmek için karşı karşıya olduğu iç engellerdir. 

Eğer Bolivarcı Hareket, Chavez’e olan aşırı bağımlılığının, himayeci siyasal kültür mirasının ve yukarıdan aşağı yönetim tarzının üstesinden gelme yolları bulursa (daha etkili bir parti ya da hareket örgütleyerek, daha fazla uzmanlığa dayalı bir siyasal kültür geliştirerek ya da kamu yönetiminde daha katılımcı bir yaklaşım benimseyerek), o durumda hareket var olan meseleleri tartışmak, sorunları tespit etmek, çözümler bulmak ve 21. yüzyıl sosyalizmine yönelirken nereye gitmek istediği ile ilgili daha tutarlı bir vizyon geliştirmek konularında çok daha iyi bir yere sahip olacaktır[26]. 



SONUÇ
Chavez’in müthiş liderlik kapasitesi aynı zamanda devrimin sürekli ilerlemesi için harekette ona müthiş bir bağımlılık da yaratmıştır.
Başkan Chavez’in kapitalizmi ortadan kaldırmaya ve Venezüella’da‘21.yüzyılın Sosyalizmini’ yaratmaya yönelik belirgin hedefine rağmen, Venezüella ağırlıklı olarak kapitalist bir ülke olmaya devam etse de, ülke kapitalizmin olumsuz etkilerini tersine çevirme ve giderme konularında misyonlar sayesinde dikkat çekici gelişmeler göstermiştir.
Geniş siyasal kapsama ve katılım, daha fazla toplumsal eşitlik ve ekonomik demokrasi ve ABD hegemonyasına karşı Güney-Güney işbirliği ve entegrasyonuna vurgu yapan bir dış politikayı benimsemiştir. 






KAYNAKÇA

Lebowitz Michael, Bugünden Kuralım 21.Yüzyıl için Sosyalizm, Yordam Kitap, İstanbul 2008
Latinobarometro 2010, www.latinobarometro.org
GOTT Richard,”Hugo Chavez ve Bolivarcı Devrim”,Yordam Kitap, İstanbul 2008
DEVRIMIN 10. YILININ BASARILARI, Iletisim Ve Bilgi Için Halk Gücü Bakanligi, 30 Ocak 2009,  http://www.latinulkeler.com/Haberler/Venezuela10yil.htm
Venezuela Bolivar Cumhuriyeti Anayasası, Türkiye’deki Venezuela Bolivar Cumhuriyeti Büyükelçiliği,Ankara 2010
Wilpert  Gregory, “On iki yıllık Bolivarcı Devrim üzerine bir değerlendirme”, http://www.sendika.org/yazi.php?yazi_no=37858


[1] Venezuela Bolivar Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre “Yerli dilleri, yerli halk için resmi dil olarak kullanılır.”
[2] Guyana’dan talep edilen 159.500km²’lik dâhil değildir.

[3]Genel Yüzbaşılık (Capitanía General)” İspanyol sömürge yönetimlerinde bir yüzbaşı tarafından yönetilen bölgelere verilen idari isimdir. Bölgenin yöneticisi olan yüzbaşı askeri ve siyasi yetkileri elinde bulundurur. Yüzbaşılıklar, “Audiencía” denen ve idari ve yargısal yetkileri de elinde bulunduran daha büyük birimlerin altbirimleridir.
[4] Richard Gott,”Hugo Chavez ve Bolivarcı Devrim”,Yordam Kitap, İstanbul 2008, S.33
[5] Age, s 148
[6] Hugo Chávez ile Marta Harnecker söyleşisi, Hugo Chávez: Un Hombre, Un Pueblo. (2002) içinde [1], (İngilizce), 5 Haziran 2010 tarihinde erişilmiştir
[7] Gott,a.g.e. s.151
[8] Gott,age,s.151
[9] Michael Lebowitz,Bugünden Kuralım 21.Yüzyıl için Sosyalizm,Yordam Kitap,İstanbul 2008.s,121
[10] Age s.232
[11] Venezuella Bolivar Cumhuriyeti Anayasası 1.Kısım Genel Esaslar
[12] Venezuela Bolivar Cumhuriyeti Anayasası Md. 274.

[13]Gregory Wilpert, “On iki yıllık Bolivarcı Devrim üzerine bir değerlendirme”, http://www.sendika.org/yazi.php?yazi_no=37858
[14] agm,  Latinobarometro 2010, s. 26 (www.latinobarometro.org)
[15] Latinobarometro 2010, s. 47
[16] Latinobarometro 2010, s. 60
[17] Latinobarometro 2010, s. 34
[18] Gregory Wilpert, agm, Instituto Nacional de Estadisticas  (INE)http://www.ine.gob.ve/pobreza/HogaresPobres_linea.asp
[19] agm
[20] agm, Ministerio del Poder Popular de Planificación y Finanzas (http://www.sisov.mpd.gob.ve/indicadores/IG0002400000000/)
[21] Latinobarometro 2010, p.41
[22] DEVRIMIN 10. YILININ BASARILARI, Iletisim Ve Bilgi Için Halk Gücü Bakanligi, 30 Ocak 2009,  http://www.latinulkeler.com/Haberler/Venezuela10yil.htm, Misyonlarla ilgili daha fazla bilgi için bkz.Gott,age,S.264-268
[23] DEVRIMIN 10. YILININ BASARILARI, Iletisim Ve Bilgi Için Halk Gücü Bakanligi, 30 Ocak 2009,  http://www.latinulkeler.com/Haberler/Venezuela10yil.htm
[24] agm
[25] Wilpert, agm
[26] Wilpert, agm

4 yorum:

  1. Bolivarci devrimin eksiklerini ben mi göremiyorum sadece?

    YanıtlaSil
  2. şu hassas durumda gizlenmesi gayet normaldir

    YanıtlaSil
  3. https://akilliasistan.blogspot.com/2018/11/dunya-cocuk-haklari-gunu-nedir.html

    Beklerim :)

    YanıtlaSil

CELAL ŞENGÖR’ÜN CEHALETİ