Bundan 35
yıl önce Kenan Evren isimli bir Genelkurmay Başkanı ve komuta kademesi darbe
yaparak yönetime el koydu. İşte bu yönetime el koyan paşa 3 gün önce hayata
gözlerini yumdu. Ölümü öyle kolay da olmadı hani yıllardır hastane köşelerinde
can çekişip durdu. Öldüğüne sevinecek değiliz elbette hesap vererek ölseydi o
zaman gerçekten sevinebilirdik.
Kenan
Evren’in Cumhurbaşkanlığı döneminde hayata gözlerimi açtım. Çocukluk döneminde
bu adamı hiç hatırlamıyorum. 12 Eylül yıldönümünde garip bir Türkçe ile
yönetime el koyduklarını anlattığı TRT görüntülerini televizyondan görüyordum.
Kimdi bu adam? Bunun dışında hiç zihnimde yer etmemişti. Âmâ sonrasında
okuduklarımdan ve araştırmalarımdan ülkenin bugünlere nasıl geldiğini öğrendim.
Kenan
Evren’in liderliğindeki askeri darbe ile neler olmuştu önce onu incelemek
lazım:
12 Eylül
1980 günü ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Danışmanı Paul Henze‘nin, dönemin
ABD Başkanı’na dediği gibi “Bizim çocuklar başarmışlardı.” Böylece ülkemiz;
faili meçhullerin, işkencelerin, idamların, yüzbinlerce gözaltı ve
tutuklamaların olduğu karanlık bir döneme girmiş:1 milyon 683 bin kişi
fişlenmiş, 650 bin kişi gözaltına alınmış, 98 bin kişi örgüt üyeliğinden
tutuklanmış, yüzlerce kişi çeşitli şekillerde öldürülmüş ve 50 kişi de idam
edilmişti.
Hukuk,
adalet ve bilim yok edildi.
1960
Anayasası ile tanınan tüm kazanımlar ve haklar ortadan kaldırıldı.
Türk Dil
Kurumu, Türk Tarih Kurumu ve Halkevleri gibi Atatürk’ten Türkiye Cumhuriyeti’ne
miras kalan kurumlar kapatıldı.
YÖK
kurularak üniversitelerin özerkliğine son verildi.
Ortaöğretim
müfredatına zorunlu din dersleri konuldu
Toplumsal
yaşamdaki tüm alanlarda özgürlükleri kısıtlayan 1982 Anayasası uygulamaya
konuldu.
Ülkemiz
üzerinde toplum ve siyaset mühendisliği uygulanarak tüm siyasi dengeler alt -
üst edildi.
Siyasi
partiler kapatılarak, yetişmiş ve birikimli siyaset kadrosu yok edildi.
12 Eylül’ün;
siyasal, sosyal ve ekonomik hedefleri vardı.
Siyasal
hedefi; tüm sol,
sosyalist ve ilerici güçleri dağıtmak ve onları güçsüz hale getirmek.
Ekonomik hedefi; 24 Ocak ekonomik kararlarını uygulamaya sokmak, karma ekonomik sistemden liberal sisteme geçmek ve sosyal devleti ortadan kaldırmak.
Ekonomik hedefi; 24 Ocak ekonomik kararlarını uygulamaya sokmak, karma ekonomik sistemden liberal sisteme geçmek ve sosyal devleti ortadan kaldırmak.
Sosyal
hedefi; Türkiye’yi
sola açık, çağdaş demokrasi değerlerinden uzaklaştırmak ve ülkemizi yeşil kuşak
teorisine uygun olarak bir Ortadoğu ülkesi haline getirmekti.
Günümüz
Türkiye’sine baktığımızda bu hedeflerinin hepsinin birer birer gerçekleştiğini
görüyoruz.
Bu
hedeflerin son aşaması olan ülkemizi çağdaş dünyadan kopararak
Ortadoğululaştırma projesi de günümüzde AKP eliyle yaşama geçirilmektedir.
AKP’nin kökleri 12 Eylül darbesinden beslenmiştir.
Şimdi
AKP’lilerin televizyon ekranlarına çıkıp cenaze törenine katılmayacağız
demelerine aldanmayın, hepsinin ağa babasıdır Evren. İçten içe ağıtlar
yakıyorlardır.
Evren’in
kızı dün bir programda “Onun için söylenenleri kabul etmemiz mümkün değil. Onun
için biz Meclis’te tören istemedik. Gerek görmedik. Hiç bunları hak etmediğini
düşünüyorum. O günden bu güne aynı anayasayla görev yapılıyor. Tek başına
iktidar olan bir hükümet bir anayasayı değiştiremez miydi? İşlerine gelince
anayasa değiştirilsin, işlerine gelmeyince... Olmaz öyle şey.”
Diyerek de
yukarıda yazdıklarımızı doğrulamaktadır.
Konuşmasına
söyle devam etmiş Evren’in kızı: “Babam mı astırdı onları? Asın mı dedi?
Olaylar o günün şartları içinde saptırılıyor. Her şey saptırılıyor. Medya o
kadar güzel yönlendiriyor ki. Bazı öyle profesörleri televizyonda görüyorum.
Şaşıp kalıyorum. Toplumu da yanlış yönlendiriyor. Babamın Yargıtay’da devam
eden dosyası vardı. Evet. Haksızlık olduğunu düşünüyorum. Babam er olarak vefat
etseydi herkes bayram mı edecekti? Medya, toplum bunu mu istiyor? Hayır...
İnanın 70 milyonun 60 milyonu Evren Paşa diye takdirle anıyor. Geri kalan 10
milyon da öyle ansın bizim için hiçbir önemi yok.” diyor.
Evet,
hanımefendi babanız astırdı o gençleri, işkence tezgâhlarından o geçirdi. Fiili
olarak cellatlık yapmamış olabilir ama onun emirleriyle oldu 12 Eylül sürecinde
yaşananlar. Sizin dediğiniz gibi de 70 milyonun 60 milyonu babanızı sevmiyor
tam tersine nefretle anıyor.
Bir
atasözümüz vardır “Kel Ölür Sırma Saçlı Olur, Kör Ölür Badem Gözlü Olur” diye
ama bu ölü ne sırma saçlı olacak ne de badem gözlü. Çünkü diktatörler iyi
anılmazlar. Şimdi kendini büyük görenler her şeyi yapabilirim diye düşünenler
de bu durumu görerek ibret alsınlar ve bir an önce akıllarını başlarına
alsınlar.
MAHMUT ASLAN
12.05.2015-ANKARA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder