31 Ekim 2016 Pazartesi

Lozan Bir Türk Zaferidir

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz hafta bilmem kaçıncı muhtarlar toplantısında bir sözü ile yine ülke gündemini başka yerlere taşıdı. Konuşmasında ülkenin tapu senedi olan Lozan’a tam bir cahillik örneği ile “Birileri zafer diye yutturmaya çalıştı. Bağırsan sesinin duyulacağı adaları biz Lozan’da verdik, Zafer bu mu?” deyi verdi.

Doğan Kuban Herkese Bilim Teknolojisi dergisindeki makalesinde, “Uzun bir yaşamın sonunda politikacıların söyledikleri ve medyanın yayımladıklarının genelde tam gerçeği yansıtmadığını öğrendim. Herkes kendi gerçeğini anlatıyor. Çünkü yalan da bir gerçektir. Fakat öğrenemediğimiz, bazen öğrenmek istemediğimiz, bazen bizden saklanan, bazen istesek de öğrenemeyeceğimiz hepsinden büyük bir dünya daha var” diye yazmıştı.

Yalan bir gerçek olduğu gibi doğruda bir gerçektir. Hem de daha güçlü bir gerçektir. Bizlerin de halka doğruları söylemek gibi görevimiz var.

Bazen böyle sözlerin söylenmiş olması ve tartışmaya açılması iyi oluyor. Bu sayede tarihsel gerçeklikler tekrar hatırlanıyor. Biz de bu sayede Lozan’ı ve cumhuriyet kazanımları konusunda yeniden okuma fırsatı bulduk. Bu yazı ile de bu okuduklarımı sizinle paylaşıyorum.
Erdoğan’ın son açıklaması aslında Kadir Mısırlı, Abdurrahman Dilipak, Fikret Başkaya, Mehmet Altan, Necip Fazıl gibi Cumhuriyet düşmanı kişilerin resmi tarihin yalan olduğuna dair yazdıkları ideolojik tezlerin bir sonucudur.

“Resmi tarih kısaca şöyle tanımlana bilir okuması zorunlu, ana çizgilerden oluşan, pedagolojik amaçlı, yönlendirici ilk ve orta öğretim ders kitapları” diye yazıyor Turgut Özakman Vahdettin, M.Kemal ve Milli Mücadele kitabında ve söyle devam ediyor “…tarihi resmi tarih, gayri resmi tarih diye ayırmak yanlıştır. Bir tarihin ancak doğru olup olmadığı tartışılabilir. Yanlış varsa eleştirilmeli ve belgelere dayalı olarak düzeltilmelidir.”

Onlarca yıldır halkın beynine Kurtuluş Savaşı olmadı, Lozan hezimettir, Atatürk Samsun’a Vahdettin’in emri ile çıktı gibi tarihsel safsataları fısıldayıp yerleştirmeye çalıştılar. Ama tarihsel gerçekler ortadadır. Bu konularda (Kurtuluş Savaşı, Lozan ve Atatürk) yazılmış 10 binin üstünde ulusal ve uluslararası kaynak bulunmaktadır. Bu kaynakların tamamı yukarıda ismi geçen zevatın tam tersini söylemektedir.

LOZANLA İLGİLİ YALAN DEMEÇLER

Lozan konusunda son dönem de gerici gazetelerde çıkan yazılara şöyle bir göz atalım. Koca koca ünvanlı adamların nasıl kara cahil olduklarını görelim.

“Lozan süreci, Türkiye’nin resmen Osmanlı’dan ve dolayısıyla İslâm kültüründen koparılması ve Batı’ya bağımlı hâle getirilmesinin bir başka adıdır.” ( Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Yusuf Kaplan “Ezberler çöpe: Lozan, bizim ölüm fermanımızdı!”)

Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu Sevr, resmiyet kazanmamış bir anlaşmadır. Sadece o sırada giden heyetin imzaladığı anlaşmadır ki bu resmiyet kazanmış anlamına gelmez. Resmi olması için Osmanlı Büyük Millet Meclisi’nin imzalaması gerekiyor ve bunun dışında padişahın imzalaması gerekiyor. İkisinin de imzası yoktur. Sevr, geçerli bir anlaşma değildir. Bize Sevri gösterip, Lozan’a razı ettiler. Sevr anlaşmasına kıyasla, Lozan’ı zafer kabul ediyorlar. Biz Sevr’i de kabul etmedik ki; Lozan’ı zafer olarak değerlendirelim” (01 Ekim 2016, Akit Gazetesi) Burada kısa bir açıklama yazmazsam çatlarım be adam Kurtuluş Savaşı neden verildi? O Sevr, Kurtuluş savaşı olmasa o dediğin aşamalardan geçerek onaylanmış olacaktı. O antlaşmayı halkın azim ve kararlılığı yırtıp tarihin çöp sepetine attı.

Bu açıklamalar içinde en üzücü olanı ise Atatürk’ün kurduğu 12 Eylül 1980’de kapatılan şuan o kurumla sadece isim benzerliği olan Türk Tarih Kurumu başkanının yaptığı şu açıklamadır:
“Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, “Lozan Anlaşması cephelerde kazanılan zaferin oranında bir muvaffakiyet belgesi olmadığı açıktır. Anlaşma çok yarım doğmuş bir anlaşmadır. Misak-ı Milli hedefleri ile mukayese edildiğinde Lozan Anlaşması bütün Türk tarihçilerini düşündürecek bir mahiyet arz etmektedir” (03 Ekim 2016, Akit Gazetesi)

TARİHSEL YALANLARA CEVAP İNGİLİZ BELGELERİ

Bu açıklamalara bakarak şunu görebiliyoruz örgütlü cehalet tüm Türkiye’yi ele geçirmiş ve çok ses çıkarıyor. Ama onların bu seslerini kesmek de bizlerin görevi. Tarih Kurumu başkanına ve diğer koca ünvanlı küçük adamlara cevabı Tarih Kurumu tarafından yayınlanan kitaptan birkaç alıntı ile verelim.
1916-1922 arasında başbakan olan Lloyd George, 28 Temmuz 1924 tarihinde Daily Telegraph gazetesine verdiği röportajda Lozan hakkında şu yorumu yapmıştır:

“Uygarlığın başarısızlığı… Her şey sona erince İsmet’in gülümsemesine şaşmamalıdır. Ankara’dan alınan haberlere göre barış orada büyük bir Türk zaferi olarak karşılanmıştır ve gerçekten de öyledir…” (Salahi Sonyel – Gizli Belgelerle Lozan Konferansının Perde Arkası Türk Tarih Kurumu, 2014 s.186)

Lozan Konferansında İngiliz Delegasyonunda yer alan Sir Andrew Ryan: “Lozan’da onursuz bir barış imzaladık. Bu İngiltere’nin şimdiye dek imzalamış olduğu antlaşmaların en uğursuzu, en mutsuzu ve en kötüsüdür.”

Son olarak Türkiye’nin Lozanla İslam dünyasından koparıldığı söyleyenlere iki Müslüman liderin cevabı ile cevap verelim:

28 Temmuz 1923 tarihli The Times Gazetesi’nde Ağa Han şu ifadeleri kullanacaktır: “Tarihte ilk kez bir İslam ulusu tarafından kesin eşitlik esasına dayanarak Batı’nın yüce devletleriyle bir antlaşma imzalanmıştır. Bu antlaşama Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın sarsılmaz önderliğinde ve İsmet Paşa’nın sabırlı diplomasisine verilen krediyi yansıtır. Türk ulusuna sağlamış olduğu özgürlük bir bütündür.”
Yine Hint Müslümanları Liderlerinden Sir Abbas Ali Baig Assiatic Review dergisinin Ekim 1923 tarihli sayısında şöyle demiştir: “Lozan Antlaşması, Asya ve Avrupa için oldukça önemli olan diplomatik bir zaferdir. Ölü olarak doğmuş olan Serv Antlaşması’nı mezara koymuş ve Venizelos’la Loyd George’un saldırgan politikaları sonuçta çökmüştür…. Bütün Avrupa İsmet Paşa’yı yeteneklerini, dürüstlüğü, içtenliği ve ağırbaşlılığından ötürü taktirle anmaktadır… Modern Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Paşa’nın da, İslam Dünyasın her yanında saygınlığı büyüktür ve ona “Seyfullah” (Tanrının Kılıcı) adı verilmiştir… Barış, Hindistan’ın her yanında sevinçle karşılanmıştır.”( Salahi Sonyel – Gizli Belgelerle Lozan Konferansının Perde Arkası Türk Tarih Kurumu, 2014 s.189)

Yukarıdaki açıklamalarla da görüldüğü gibi fazla söze hacet yok. Lozan tarihi bir Türk Zaferidir!..

Mahmut Aslan-03.10.2016

1 yorum:

  1. Asil servden onceki montros mutarekesine bakmak lazim mesela ilk karşi çikan kimdi ve bu kişi 42vilayete telg çekip katlimize hukmedildi silaha sarilalim demiştir. Ve kellesine ing ler tarafindan odul konmuştur ozamanki mandacilar ki bu gunde halen var olanlar. Osmanlinin 300yillik yikilma surecini ne yazikki gormezden gelip kişilerle tarih oluşturmaya çalişiyorlar
    Yazik ki çok yazik patişahin halkina kullarim dediğini unutup kula kulluk yapmaya bayiliyorlar cumhuriyet bizlere insan olduğumuzu hatirlatan bir yonetim şeklidir insanliktan sikilmiş bir toplumla karşi karşiyayiz yazikki

    YanıtlaSil

CELAL ŞENGÖR’ÜN CEHALETİ