31 Ekim 2016 Pazartesi

Ekonomik Kriz Kapıda

Geçtiğimiz hafta gerek hükümet tarafından yapılan açıklamalar gerekse uluslararası derecelendirme kuruluşlarının ülkenin derecesini düşürmesi ülke ekonomisinin dar boğazda olduğunu gösteren büyük kanıtlardır. Siz bakmayın hükümet yetkililerin bol kese atmalarına gerçekte görünür durum onların hayal dünyalarından çok farklı.
Türkiye ekonomisi büyük bir sıkıntıdadır. Bu sıkıntının kaynağı ülkemizin eline geçen fırsatları en iyi şekilde kullanamamasıdır. Dünyada paranın bol olduğu yıllarda bile (2002-2008 arası), bu bolluğu; sanayimizi geliştirmek, borçlarımızı ödemek ve tüketmekten çok üretmek için kullanamadık. Bu dönemde yanlış ekonomik politikalar sayesinde borçlandık ve yüksek faiz batağına girdik, cari açık verdik, dış ticaret açığı verdik. Yani AKP hükümeti uygun ortamda bile ekonomimizi mahvetti, halkımızı yoksulluk ve açlıkla baş başa bıraktı.
15 Temmuz sonrasında Hükümet kriz nedeniyle ödemelerini yapamayan mükellefler için, kamu alacaklarının yeniden yapılandırma çalışması yapmıştır.
Hükümetin son olarak yaptığı açıklamalara bakarsak şu söyleyebilir ülke insanımız nakit sıkıntısı yaşamakta ve kapitalizmin ana gerekliliklerinden biri olan tüketimi istenilen ölçüde yapmamaktadır. Bu nedenle geçtiğimiz hafta Başbakan Binali Yıldırım’ın yaptığı açıklama ile kredi kartı taksit sayısı 9’dan 12’ye çıkarılmış, birikmiş kredi kartı borçlarının 72 aya kadar yapılandırılacağı kamuoyuna duyurulmuştur.
Bu süreçte yurttaşlarımızın kredi kartındaki taksit artışına kanarak daha fazla tüketim yapmamaları yararlarına görünmektedir. Çünkü yeni yapılacak borçlanmalarla ödenme zorluğu ile başbaşa kalınabilir. Ülkedeki olumsuz bu durumu uluslararası derecelendirme kuruluşları da görüp geçtiğimiz haftalarda birer birer Türkiye ile ilgili değerlendirmelerini kamuoyu ile paylaştılar.
ULUSLARARASI DERECELENDİRME KURULUŞLARI NE DİYOR?
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Türkiye’ye 2013’ün Mayıs ayında verdiği “yatırım yapılabilir” seviyedeki kredi notunu yaklaşık 40 ay sonra 23 Eylül 2016’de geri aldı. Moody’s, Türkiye’nin kredi notunu “yatırım yapılabilir” seviyenin 1 basamak altı olan Ba1 seviyesine indirdi.
Üç büyük kredi derecelendirme kuruluşu arasında Türkiye’yi en yüksek kredi notuyla değerlendiren Fitch, Türkiye’yi “yatırım yapılabilir” seviyenin en düşük basamağında değerlendiriyor. Fitch, 19 Ağustos’ta Türkiye’nin “durağan” görünümünü “negatif”e çekmişti.
Üç büyükler arasında Türkiye’yi en düşük kredi notuyla değerlendiren kuruluş olan Standard&Poor’s ise 20 Temmuz’da Türkiye’nin kredi notunu 1 basamak düşürmesinin ardından, Türkiye’yi “yatırım yapılabilir” seviyenin 2 basamak altında değerlendiriyor.
Türkiye’nin ülke notunun en az 2 büyük kredi derecelendirme kuruluşu tarafından yatırım yapılabilir seviyede değerlendirilmesi, Türkiye tahvillerinin, görece daha muhafazakâr fonlar tarafından alınabilmesi anlamına gelmektedir.
Görüldüğü gibi 3 büyük kurumdan 2’si Türkiye ekonomisini yatırım yapılabilir seviyenin altına çekmiştir. Bu nedenle artık uzun yıllardır yabancı para akışı ile biraz nefes alan ülke ekonomisi iyice dar boğaza gireceğe benzemektedir.
Türkiye’nin derece notunun düşürülmesinin sebeplerine bakacak olarak yıllardır yükselen cari açığın yanı sıra darbe girişimi sonrasında ülkede yaşanan siyasi istikrarsızlık OHAL ve KHK ile yaşanan hukuksuzluklar ve patlayan bombaları da görebiliriz.
Hükümet sözcülerinin Moody’s’in Türkiye ile ilgili açıkladığı derece notu olayı siyasi olarak göstermeye çalışması da gülünç bir durumdur. Çünkü aynı hükümet yetkilileri 6 Mayıs 2013’te aynı Moody’s, Türkiye’nin kredi notunu Baa3 seviyesine yükselttiğinde, Moody’s’e ve diğer derecelendirme kuruluşlarına övgüler düzüyorlardı.
Ülkedeki siyasal ve ekonomik krizin ana sebebi AKP iktidarın uyguladığı dinci ve neoliberal ekonomi politikalarıdır. Bu nedenle AKP iktidardan düşmeden ülke insanın gün yüzü göreceği yok.
AKP neoliberal politika uygularken, iktidarın alternatifi olacak ana muhalefet partisinin sözcülerinin de farklı bir şey söylediği yok.
Umut emekten yana üretim ekonomisinde…
Mahmut Aslan-29 Eylül 2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

CELAL ŞENGÖR’ÜN CEHALETİ