8 Ocak 2016 Cuma

AKP “İRFAN MERKEZİ” LAFIYLA ALEVİLERİ OYALIYOR

Cumhuriyet Alevilere birçok hak tanımasına rağmen, gideremediği eksikleri de az değil. Aleviler bu eksikliklere rağmen cumhuriyete ve Atatürk düşüncesine bağlıdırlar. Evlerinde ve Cemevlerinde Atatürk portreleri aslıdır. Çünkü laikliğin önemini kavramışlardır ve aydınlanma onlar için Hünkâr Hace Bektaşi Veli’nin “İlimden Gidilmeyen Yolun Sonu Karanlıktır” sözüdür.
Laiklik sadece basit tanımıyla ilkokulda öğretilen din ve devlet işlerinin bir birinden ayrılması değil din ve vicdan hürriyetidir de.
Din ve vicdan hürriyeti İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinde ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 24. maddesinde koruma altına alınmıştır.

Ancak Türkiye’de birçok şey gibi yazılı kanunlarda sadece yazıda kalmakta, uygulama  da işlememektedir. Aleviler 90 yılların başında başlayan kitlesel örgütlenmeleri ile bu uygulama da yapılan eşitsizliklerin giderilmesi için mücadele vermektedir.
Bu mücadele şu başlıklar altında toplanmaktadır:

*Eşit yurttaşlık sağlanmalı ve devlette atamalarda liyakata önem verilerek. Alevilerin dışlanmaması. Şu an bir tane Alevi; vali, general, genel müdür vb. devlet kadrolarında  bulunmamaktadır.
* Cemevleri, Alevi inancının ibadet mekânlarıdır. Cemevlerinin inançsal statüsü tanınmalı, diğer ibadethanelerin yararlandıkları tüm haklardan yararlanmalı.

* Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersleri zorunlu olmaktan çıkartılıp seçmeli hale gelmeli, velisinin talebi doğrultusunda çocuğa istediği din ve inançla ilgili eğitim verilmeli.

* Diyanet İşleri Başkanlığı, Anayasal kurum olmaktan çıkartılmalı; özerk Din İşleri Kurumu haline getirilmeli, inanç gruplarının eşit temsiliyeti sağlanmalıdır. İnanç gruplarının oluşturacağı birimler, kendi inanç mensuplarına hizmet vermeli, bunun sağlanması için her inanç grubu, inanç bütçesinden pay almalı.(Bazı kurumlar tarafından Diyanet İşleri Başkanlığının kaldırılması da talep edilmektedir.)

* Alevi köylerine cami yaptırma girişimi ve imam atamaları durdurulmalı, atanan imamlar da geri çağrılmalıdır.

*Sivas Madımak Otel’inin Utanç Müzesi haline getirilmelidir.

Bu ana başlıklarda yapılan mücadele, iç hukuk yolları tüketildikten sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne götürülmüştür.

AİHM Türkiye'deki Alevilerin başvuruları üzerine bir ay içinde iki önemli karar açıkladı.

1.Karar: AİHM, eğitimde zorunlu din ve ahlak kültürü derslerine karşı Ankara’dan davacı olan 14 Türk vatandaşının 2011’de açtığı davada oy birliği ile Türk hükümetinden “zaman geçirmeden öğrencilerin zorunlu din ve ahlak kültürü derslerinden muaf tutulmalarını da sağlayacak yeni bir sisteme geçmesini” istedi. Kararda, Türkiye’de din ve ahlak kültürü kitaplarının içeriğinde yapılan son değişikliklerin “yetersiz” olduğu belirtilip devletin dini konularla ilgili düzenlemelerde “yansız ve tarafsız olma yükümlülüğü” hatırlatıldı.

2.Karar: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Cumhuriyetçi Eğitim ve Kültür Merkezi Vakfı (Cem Vakfı) tarafından 2010 yılında yapılan başvuru ile ilgili olarak Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ''ayırımcılığın yasaklanması'' ile ilgili 14. maddesini ihlal ettiğine hükmetti. Bu kararlara bugüne kadar uyulmadı.
AKP iktidarlarında Alevi çalıştayları da düzeldi. Bu çalıştaylarda Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Vakfı Başkanı Murtaza Demir’in söylediği gibi Alevilik ve Alevilerin talepleri hakkında her şey konuşuldu.
 Ancak 64. hükümet programında Alevi taleplerine değinilmeyerek, şu satırlara yer verildi:
“Bu bağlamda; geleneksel irfan merkezleri ve Alevi vatandaşlarımızın inanç ve kültür temelli talepleri karşılanacaktır. Cemevleri, eğitim sisteminde bilgilendirme, üniversitelerde araştırma ve uygulama merkezleri oluşturma gibi çeşitli konularda Alevi kanaat önderleri ile diyalog içinde demokratik uzlaşı temelinde gerekli adımları atacağız. Geleneksel irfan merkezleri ve Cemevlerinde hukuki statü tanıyacağız.”
İrfan merkezleri kavramı Alevi dili ve terminolojisinde bugüne kadar hiç kullanılmayan bir terimdir. Bu merkezlerin ne olduğunu hiçbir alevi kurum yöneticisi de bilmemektedir. AKP Alevilerin genel talebi olan Cemevlerinde hukuksal statü tanımayı kılıf olarak kullanarak tekke ve zaviyeleri yeniden açma niyetindedir. Aleviler bu oyuna gelmeyecek kadar bilinçlidir.
Alevilerin talepleri yukarıda özetlediğimiz ve AİHM kararları ile de tescillendiği şekliyle de nettir. Bu taleplerin dışındaki işler laf-ı güzaftır.

Mahmut Aslan
telgrafhane.org

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

CELAL ŞENGÖR’ÜN CEHALETİ