30 Mart 2017 Perşembe

HAYIR TÜRKİYE KAZANACAK!

Referandum oylamasına yaklaşık bir ay gibi bir süre kaldı. Bu sürede ülkede neler olabileceğini, en son Hollanda ile baş gösteren diplomatik kriz vakası ile yaşadık.  Bütün diplomasi kuralları hiçe sayılır, tıpkı sefere çıkar gibi Hollanda’ya girilmeye çalışılması ile hedeflenen seçmene mesaj vermek olabilir ama en vahimi bu durumun Türkiye Cumhuriyeti’nin saygınlığını ve ağırlığını ne kadar olumsuz etkilediğinin gözlerden kaçar olması.

Hollanda’da yaşanan rezaletin ilk gününde, “Hollanda egemenlik hakkını kullanarak ulusal sınırları içerisinde başka bir ülkenin siyasetçisinin gelip siyasi çalışma yapmasını istememektedir. Bu anlaşılır bir durumdur. Aklıselim olarak düşünürseniz siz de 3 milyon Suriye’li bulunan ülkemizin herhangi bir yerinde Esad’ın miting yapmasına izin vermezsiniz.  Ayrıca yasalarımıza göre yurt dışında siyasi çalışma yapmak suçtur. Bu düzenlemeye de AKP 2008 yılında imza atmıştır. Yani yurt dışında propaganda yasağını AKP kendisi getirmiştir. Dışişleri Bakanın uçağının inmesine engel olunmasının anlaşılır bir durumu yok. Ama Aile Bakanın şov yapıp Almanya’dan Hollanda’ya karayolu ile geçmeye çalışması da gösteriyor ki işin içinde başka mesajlar var. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na yapılan için nota verirsiniz olur biter. Sefere gider gibi arabaya binip gitmekte ne kardeşim. Diplomasi denilen bir şey var. Diplomatik kriz yaratmakta üstünüze yok. Ulusal onur koymadınız. Ülkemizi her ortamda rezil etmeye devam ediyorsunuz. Siyasal islamcıların diplomasisi bu kadar oluyor demek ki. Ülkem adına çok üzülüyorum. Sizin bu kafasız dış poltika anlayışınıza da milyon kere #hayır diyorum.”

Bu satırları yazmamın üzerinden 3 gün geçti ve Avrupa imajıma dair çok kötü yayınlar yapılmaya başladı. İzlediğim bir video resmen yüreğimi dağladı. İsviçre’nin Basel kentinde her yıl düzenlenen ve Avrupa’nın en iyi 50 festivalinden biri olarak gösterilen Maske Festivali, bu yıl Türkiye düşmanlığına sahne oldu.

Festivalde Türkler pala bıyıklı, fesli çirkin tipler olarak gösteriliyordu. Çağdaş bir Türkiye görüntüsünü geride bıraktığımız için Avrupa’da imajımız yeniden ‘Barbar Türkler’ noktasına gelmiştir. Bu duruma uygulan dış politikanın büyük etkisi olduğu aşikardır.

Avrupa’da ırkçılık giderek artarken, milyonlarca Türk vatandaşının yaşadığı ülkelerde, bu durum maalesef en büyük zararı onlara verecektir. Tek adamın istediği yönetim biçimi olsun diye hem ülkemiz sınırları içinde hem dışarıda yaşayan vatandaşlarımız büyük zararlar görecektir. Bu duruma izin vermemiz beklenemez.

14 yıldır tek başına iktidarda olan  AKP iktidarı, eğitimi, ekonomiyi ve dış politikayı temelden sarsarak ucube bir sistem kurmuştur.

16 Nisan’da yapılacak halk oylamasında evet çıkması durumunda bu ucube yönetim sistemi tamamen kesinleşmiş olacak. Ama ben bu halkın sağ duyusuna güveniyorum.

Anayasa değişikliği Meclis’te kabul edildiğinde halktan onay alacağına ilişkin umutsuzluğa kapılmıştım. umutsuzluğum Konya, Kırşehir, Kırıkkale ve Yozgat gibi illerden gelen haberler ve kendi gezilerimdeki gözlemlerim umudumu artırdı. Bu illerde yapılan hayırla ilgili salon ve meydan toplantılarındaki insan kalabalıkları aklıma Nazım Hikmet’in Türk Köylüsü şiirinde yazdıklarını getirdi. Ne diyordu büyük şair:
O, «Yûnusû biçâredir
       baştan ayağa yâredir,»
ağu içer su yerine.
Fakat bir kerre bir derd anlayan düşmeyegörsün önlerine
ve bir kerre vakterişip :
                                «—Gayrık yeter!…»
                                                           demesinler.
Ve bir kerre dediler mi :
«İsrafil surunu urur
           mahlukat yerinden durur»,
toprağın nabzı başlar
                              onun nabızlarında atmağa.
Ne kendi nefsini korur,
                              ne düşmanı kayırır,
«Dağları yırtıp ayırır,
  kayaları kesip yol eyler âbıhayat akıtmağa…»

Anadolu halkı yaşananları iyi bilmektedir ve artık gayrık yeter demiştir. Dış politikada yapılanların  bu halka bir etkisi olacağını düşünmüyorum.

Bu kadar yetkiyi babama vermem diyen halkımız sandıkta da HAYIR TÜRKİYE KAZANACAK, diyecek ve DİKTATÖR KAYBEDECEK…

Mahmut Aslan
14.03.2017

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

CELAL ŞENGÖR’ÜN CEHALETİ