30 Mart 2017 Perşembe

KAHROLSUN İSTİBDAT, YAŞASIN HÜRRİYET!

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi önünde ‘Kanun Hükmünde Kararnameler’ ile üniversiteden uzaklaştırılan akademisyenlere desteğe gittiğimiz gün yaşadıklarım ve orada atılan slogan -bu yazının başlığı- aklıma Osmanlı’nın son dönemlerinde yaşanan olayları hatırlattı.
Osmanlı’da başlayan Batılılaşma çabaları sonucunda açılan Meclis, 1878 Şubatı’nda Sultan Abdülhamit tarafından kapatılmıştı. Meclis’in kapatılması ile tarihe ‘İstibdat Dönemi’ olarak geçen baskıcı yönetim süreci başlamıştı.
40 yıl sürecek olan bu istibdat ortamından kurtulmak isteyen aydınlar, kollları sıvadı ve yeniden meşrutiyeti inşaa edebilmek için gizli cemiyetler kanalıyla harekete geçti.
Tevfik Fikret’in dizelerine yansıyan Abdülhamit’e karşı 1905 yılında bir suikast girişimi de olmuştu;
“Silkip yüzyılların boyunlarındaki ilmiklerini, en çetin /Bir uykudan uyandırır milleti dehşetin. /Ey şanlı avcı, tuzağını boşuna kurmadın! / Attın… ama yazık ki, yazıklar ki vuramadın!”
Suikast girişiminin başarısızlığı şiirin dizelerinden anlaşılacağı üzere Fikret’i çok üzmüşe benziyor.
Bu çabalar sonucunda tarihi Jön Türk hareketine dayanan bir özgürleşme hareketi olan İttihat ve Terakki Fırkası kuruldu.  Bu partinin içinde Ermeni, Türk, Rum birçok etnik unsurdan, dinden mezhepten insan vardı. Bir araya gelen aydınlar baskıdan, zulümden, sürgünlerden usanmışlardı.
Jön Türkler, yurtdışında sürülmüş insanlardı ama yurtdışında olmak, çalışma yapmakla yetinmediler. Osmanlı’nın sözünün daha az geçtiği Balkan şehirlerine örgütlenmeye karar verdiler. Selanik şubesi en önemli şube idi.
29 Ekim 1907 tarihinde Mustafa Kemal’de de arkadaşı Ali Fethi Okyar‘ın ısrarı ile 322 numaralı üye olarak derneğe girenler arasındadır. İstibdata son vermek için bir araya gelenler, bu işe son vermeye karar verdiler.
İttihat ve Terakki gizli cemiyetinin devrim stratejisi doğrultusunda,  3 Temmuz 1908 tarihinde Resne’de Kolağası Resneli Niyazi Bey‘in 200 asker ve 200 sivilden oluşan bir çete ile dağa çıkması ile ihtilal fiilen başladı. II. Abdülhamid’in dağa çıkanlara karşı aldığı tedbirler, subayların genellikle cemiyet üyesi olması nedeniyle işe yaramadı. Cemiyetin Manastır merkezi, padişaha, Kanun-ı Esasi’yi yürürlüğe koymasını ve 26 Temmuz’a kadar Meclis-i Mebusan‘ın açılmasına izin vermesini isteyen bir telgraf çekti.
Eyüp Sabri kumandasındaki Ohri Taburu ile Niyazi Bey komutasındaki Resne Taburu 22 Temmuz gecesiManastır‘da birleşti ve Manastır Fevkalade Kumandanı olarak görevli bulunan Müşir Fevzi Paşa’yı dağa kaldırdılar. —23 Temmuz günü atılan 21 pare top atışı ile Manastır’da Meşrutiyet yönetimi İttihat ve Terakki tarafından ilan edildi.– Durum, Yıldız Sarayı‘na telgraflarla bildirildi. 23 Temmuz’u 24 Temmuza bağlayan gece Kanuni Esasî’nin yürürlüğe konmasına karar verildi ve resmi ilan ertesi sabah gazetelerde yayımlandı.
Dağa çıkan subaylar arasında en kıdemlisi olduğu ve önemli faaliyetler gerçekleştirdiği için Enver Bey, bir anda hürriyet kahramanı olarak kabul edildi. İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin hareketi, çetecilik yoluyla yönetimi ele geçiren ilk hareket olarak tarihe geçti.
Resneli Niyazi denilen yiğit bizim tarihimizin Che Guavera’sıdır. Aynı zamanda dağda geyiği ile gezmesi nedeni ile de büyük bir hayvanseverdir. Ne yazık ki günümüzde tarih meraklıları dışında pek hatırlanmaz. Onun hatırlanması için Sunay Akın gerek kitaplarında gerekse gösterilerde çok emek harcamaktadır. Meraklıları için Sunay Akın’ın “Geyikli Park” kitabını öneririm.
Bu topraklarda yukarıda anlatılanlardan da anlaşılacağı üzere tarih sıkça tekrar eder gider… Nasıl ki bunların örnek aldıkları istibdatçı Abdülhamit o gün uzun bir sürecin sonrasında yıkıldıysa, bugünün istibdatı da elbet yıkılacaktır.
Bu nedenle,
Gün istibdata karşı Resneli Niyazi, Enver Paşa olma,
Gün saltana karşı Mustafa Kemal Paşa olma günüdür.
Kahrolsun istibdat yaşasın Hürriyet !!!
Mahmut Aslan 
14.02.2017

1 yorum:

  1. ***Resneli Niyazi denilen yiğit bizim tarihimizin Che Guavera’sıdır. *** Bu söz eziklikten başka bir anlam taşımaz.. Bizim tarihimizde binlerce vatan ve millet sevdalısı, şehadet için yarışan insanlarımız varken Che kim ola ki.. Vallahi tarihinizden bile ders almamışsınız.. Kalkmış bir de makale yazmışsınız.. 2:abdülhamit olmasaydı (İstibdat (!) dediğiniz yönetim olmasaydı) İngiliz mandasında yaşıyor olurdunuz.. Ya da Yunan mandasında.. İngiliz muhiblerini çok iyi biliriz..

    YanıtlaSil

CELAL ŞENGÖR’ÜN CEHALETİ