20 Eylül 2016 Salı

Siyasal İslama Karşı Öfkelenin!

Başlık sizler için biraz şiddet eğilimi gibi gelebilir ancak bu başlığı 2011 yılında okuduğum Cumhuriyet kitapları tarafından yayınlanan Stephane Hessel'in yazdığı az sayfalı ama içerik olarak dev bir kitaptan esinlenerek attım.

Hessel İkinci Dünya Savaşı sırasında Fransız direniş hareketlerine katılmış, faşizme karşı mücadele etmiş ve bu eylemlerinden dolayı toplama kampına gönderilerek işkenceye uğramıştır.

Savaş sonrası Birleşmiş Milletler’de İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin yazılmasına katkıda bulunmuş ve hayatı boyunca ezilenlerin yanında yer almış bir eylemci, düşünür ve aydınlanma savaşçısıdır.

Kitapta Hessel neden öfkelenmemiz gerektiğini göstermek için bizlere şöyle sesleniyor:

"Sizlere empoze edilen bir dünya bakışından tiksindiğinizi, kızdığınızı gösterecek, insana has en basit tepkileri verin! ‘ÖFKELENİN"

Ülkemizde bu tanımdan sonra öfkelenecek o kadar çok şey var ki, yolsuzluklar,çocuk istismarı, alkol yasakları, eğitimin dinselleşmesi vb bir çok şey. Bütün bunların bileşeni ise Siyasal İslam'dır. O yüzden öfkemizi yöneteceğimiz merkez tam da burasıdır.

SİVİL DARBE'DEN İSLAM DEVLETİNE

30 Ağustos günü devletin resmi törenlerinde türbanlı emniyet müdürünü hepimize normal bir şey oluyormuş gibi izlettiler. Görüntüyü izleyince eyvah dedim. Öngörülerimiz doğru çıkıyor. Türkiye yeni kapı mutabakatı ile İslam Cumhuriyetine doğru hızla sürükleniyor.

Geçtiğimiz hafta Ankara CUMOK, Eğitim-İş, İlerici Kadınlar Derneği, Karaözü Şahruhlular Platformu, Kültür Sanat Emekçileri Derneği, Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Kültür Ve Eğitim Vakfı, Yargıçlar Sendikası’nın da bulunduğu örgütler ve benim de içinde bulunduğum bir grup aydın bir bildiri yayınlayarak ülkenin sürüklendiği durumla ilgili kamuoyunu uyarmaya çalıştık. Bildirimizde:

"Sistemi elinde tutanların, yıllar boyunca müttefiki oldukları FETÖ’nün girişiminden “ders çıkarmaları” bir yana, krizi fırsata çevirerek oradan boşalan yeri doldurmaya çalıştıkları açıktır. Bu bağlamda Yenikapı mitinginin içeriği ve fotoğrafı, Anayasa’nın 2. Maddesi’nde yer alan laik, demokratik ve sosyal hukuk devletine karşıdır ve en az FETÖ örgütü kadar kötüdür, militaristtir, demokrasi ve laiklik karşıtıdır, şeriat özlemcisidir, tehlikelidir!" demiştik.
Bildirimizin tamamını "YENİ CEMAATLEŞME VE SİVİL DARBEYE GİDİLİYOR" telgrafhane.org, yakınplantv ve Merdan Yanardağ yönetimindeki internet gazeteci ABC' den okuyabilirsiniz .

Görüldüğü gibi bildiride yazdıklarımız gerçekleşmekte ve Türkiye sivil darbe eliyle türbanlı polisleri ve yargıçlarıyla Afganistanlaşmaya, İranlaşmaya başlamaktadır. Kısacası laik teyzeler diye bir grup kendini bilmezin küçümsediği kesimler haklı çıkmıştır.

Türbanlı emniyet müdürü görüntülerine sosyal medya üstünden yoğun bir tepki geldiğini gözledim ama ne yazık ki buna karşı her hangi bir tepki örgütlenmemektedir.

Bu sene 30 Ağustos kutlamalarına katılım kalabalık ve çoşkuluydu. Yurdun dört bir yanından milyonlarca insan Atatürk'ün kurduğu laik cumhuriyete sahip çıkacaklarını yasaklamalara karşın dosta düşmana karşı gösterdiler ama bu milyonlarca insan gerçekten bir örgütlenme ile ülke yönetimine el koyamıyorlar. Günü birlik deşarj olma dışında bu kutlamaların her hangi bir geri dönüşü ve uyarıcı etkisi olmamaktadır.

Bu durumun ana sebebi ise bu öfkeyi; laiklikten, cumhuriyetten yana olan hiçbir siyasi partinin doğru şekilde doğru şekilde örgütleyememesidir. Bu örgütlenmenin adresi CHP'dir. Ancak onun da yönetici kadro sorunu bulunmaktadır. Ülkede bunca şey olurken hiçbir ses çıkarmayan ve bu konuda şunu söylersek birileri ne düşünür diyen kadrolarla bu iş olmayacağı açık ve nettir.

Ama bizim kitabımız da umutsuzluğa yer yok. Siyasal İslam Tunus'ta, Cezayir'de ve Mısır'da kaybetti bizim ülkemizde de eninde sonunda kaybedecek.

Mustafa Kemal'in bir sohbetin de Falih Rıfkı Atay’a söylediği söze kulak verelim: “Bir zamanlar gelir, beni unutmak veya unutturmak isteyen gayretler belirebilir. Fikirlerimi inkâr edenler ve beni yerenler çıkabilir. Hatta bunlar, benim yakın bildiğim ve inandıklarım arasından bile olabilir. Fakat ektiğimiz tohumlar o kadar özlü ve kuvvetlidirler ki bu fikirler, Hint’ten, Mısır’dan döner dolaşır gene gelir, verimli neticeleri kalpleri doldurur”

Bu ülkedeki güçlü laik damara güvenin ve direnmeye devam edin.Çünkü Hessel'in Manifestosunu bitirdiği şu cümle de söylediği gibi:

“YARATMAK DİRENMEKTİR. DİRENMEK YARATMAKTIR.”

Mahmut Aslan- 1 Eylül 2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

CELAL ŞENGÖR’ÜN CEHALETİ