20 Eylül 2016 Salı

Türkiye Solunun Terörle İmtihanı

Türkiye 3 tarafı denizlerle çevrili bir ülke olarak tanımlarken artık dört bir yanı terör örgütleri ile çevrili bir ülke olarak tanımlanmaktadır. İŞİD, PKK ve FETÖ bu örgütlerin en büyükleridir.

Bu terör örgütlerinin emperyalist güçlere bağlantısız olduğunu sanırım biraz mantığı çalışan kimse söyleyemez. Hepsinin büyük dostu, mazlum milletlerin baş sömürücü ABD olduğu da bir gerçeklikken bizim ülkenin bazı sol gruplarının bu örgütlerin yaptığı eylemlere karşı gösterdiği tepkiler birbirinden farklılık göstermekte.

Örneğin geçtiğimiz hafta ülkemizde büyük bombalı saldırılar meydana geldi. Bu bombalı saldırılar sonucunda onlarca insanımızın yaşamını kaybetti.

Mardin, Diyarbakır ve Elazığ’da yaşanan bombalı saldırıları PKK terör örgütü üstlenirken, Gaziantep patlamasını İŞİD terör örgütü üstlendi. PKK’nın düzenlediği bombalı saldırılara sesi çıkmayan bazı sol örgütler ve partilerin, sadece Gaziantep patlamasına büyük tepki vermesi dikkat çekiciydi.
Laiklikle ilgili çıkışlarıyla ve solun birleşik bir yapı kazanması için yürüttüğü çalışmalarla birçok solcunun sempati ile baktığı Birleşik Haziran Hareketi (Hareketin genel sürükleyici ÖDP ve HTKP) Gaziantep sonrası “Örgütlü Kötülük Bir Kez Daha İnsanlığa Saldırdı” başlığı ile bildiri yayınlarken Mardin, Diyarbakır ve Elazığ’da yaşanan bombalı saldırılar sonrası içinse hiçbir açıklamada bulunmadı.
Yine 1980 sonrası solun en kitlesel hareketlerinden biri olan ve geçtiğimiz yıllarda üçe ayrılan TKP bileşenlerinden Komünist Parti Gaziantep saldırısı sonrası “Bombalara Boyun Eğmeyeceğiz” başlıklı bir bildiri ile saldırıyı kınarken, diğer saldırılarla ilgili bir açıklamada bulunmadığı internet sitesi üzerinden görülmektedir. Bu bölünme sonrası kurulan bir diğer parti olan Türkiye Komünist Hareketi hem Mardin ve Diyarbakır saldırılarını, hem de Gaziantep saldırısını kınayan bir bildiri yayınlayarak geçmişte bir arada siyaset yaptıkları diğer iki partiden farklı bir tutum takınmıştır.

Bu konuda en sert ve hiç beklemediğim bir çıkış ise yukarıda bahsettiğimiz komünist partilerden farklı bir yapıdan gelen TKP1920’den geldi. “IŞİD ve PKK de Bozguna Uğrayacak” başlığı ile yayınladıkları bildiri ile İŞİD’in ve PKK’nın halkı katlettiğine vurgu yaparak şunları söylemekteler : “ Esas olarak kendi siyasal deneyimleriyle bilinçlenen, hayattan öğrenen kitleler IŞİD’in ve PKK’nin de tıpkı FETÖ gibi emperyalizmin kör aleti olduğunu, bu örgütler eliyle düzenlenen katliamların Amerikan-NATO güdümlü kontrgerilla saldırıları olduğunu kavrıyor. Bencil çıkar hesaplarıyla bu örgütlerle açık açık koalisyon kuranları, uzun süre kader birliği yapanları sorgulayacakları günler de uzak değil.” diyerek konu üstünde en bilinçli yorumu yapıyorlardı.

Solun, sosyalizmin nihai hedefi insanların mutluluğu ve kaliteli bir yaşam sürmesi iken yaşanan bombalı saldırılar sonucunda hayatını kaybedenlerin mesleğine, eylemi yapanların kimler olduğuna göre solcularımızın açıklama yapması gerçekten yüreğimi sızlattı.

Bu açıklamalardan sonra Uğur Mumcu’nun şu sözleri geldi aklıma: “terör bir insanlık suçudur. Bu terör kim tarafından yapılırsa yapılsın, devlet tarafından yapılsa da, PKK gibi dev-sol gibi ya da ülkücü gruplar gibi ya da İslamcı terör grupları gibi terörün bir tanesinden yarar ummak ya da bir tanesine hoşgörüyle bakmak ya da bu olayları suskunlukla geçirmek bir insanlık suçudur.”

Solun mücadele alanı son zamanlarda giderek artmaktadır. Laiklik, eşitlik, adalet ve demokrasi mücadelesi bunların en temelidir. İnsanlık suçuna karşı durabilenlere ve solun büyük insanlık mücadelesini sürdürenlere selam olsun.

Mahmut Aslan-25.08.2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

CELAL ŞENGÖR’ÜN CEHALETİ