20 Kasım 2016 Pazar

Diktatörlüğe Geçit Yok!

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın bir grup toplantısında söyleyip indiği bir cümle… “SENİ BAŞKAN YAPTIRMAYACAĞIZ!
Bu sloganla HDP baraj aştı…
Kısa ve net anlatılmıştı her şey çünkü. Ülkenin başına bela olan, başkanlık meraklısına bir cümle ile kafa tutulmuştu. Bu kafa tutuş ise ülkenin batısından oy alamayan HDP’ye, Tayyip Erdoğan karşıtlığı üzerinden ciddi bir oy getirmişti.
Bu sözün üzerinden insan ömrü için çok kısa bir zaman geçti belki ama çok şeyler sığdırılan bir zaman dilimi geçti. Bugün HDP Eş Genel Başkanları dâhil birçok milletvekili ve belediye başkanı tutuklandı ve bu satırları yazdığım saatlerde iki Belediye’ye daha operasyon yapıldı.
Felsefenin temelinde sorular vardır. Çünkü, soru sorulmadan doğru cevaplara ulaşılamaz ve düşünce geliştirilemez. İlk filozof Thales dünyanın ilk maddesi nedir? diye sormuş ilk önce, sonra maddenin ilk öğesi (arkhe) olarak suyu ileri sürmüştür. O soruyu sorup cevap aramaya başladığı gün felsefe başlamıştır. Felsefe ile de dünyanın ileriye dönük tekerleği hızla dönmeye başlamıştır.
Gelin biz de doğru sorular sorarak, doğru cevaplar bulmaya çalışalım beraber. Ülkemizin geleceği için doğru sorulara ve cevaplara çok ihtiyacımız var.
HDP operasyonlarının arkasında ne var? Düne kadar yaşanan Kürt politikasındaki yumuşa ve çözüm süreci ne oldu da bozuldu? Bugün yaşadıklarımıza nasıl gelindi?
Hep beraber hafızamızı tazeleyelim. Çözüm süreci döneminde Tayyip Erdoğan’ın, HDP ile anlaştığı başkanlığa karşılık Kürt bölgelerinde özerkliğe hatta federasyona izin verileceği söyleniyordu. Tabii başkanlık sisteminin dünyadaki örneklerine baktığımızda federasyonsuz bir başkanlık olmadığı görülmektedir. Ama hiçbir şey söylendiği gibi olmadı. HDP, başkanlığa evet demeyeceğini açık bir şekilde dile getirdi. Barajı aştı ve AKP, tek başına iktidar olamadı. Tabii bu sonuçtan sonra bir de Suriye’de yaşanan dış politika başarısızlığı ile AKP ve lideri Tayyip Erdoğan politika değişikliğine gitmek zorunda kaldı.
AKP’nin politika değişikliği, Kürt politikasına karşı sertleşerek kendi oyları dışında batıdaki milliyetçi oyları almak ve MHP’yi baraj altı bırakmaya çalışmak oldu. Tabii bu politikaya HDP’li belediye başkanlarının bölgede yaptığı özerklik açıklamaları da destek oldu.
Bu süreci ana muhalefet partisi CHP ise izlemekten başka bir şey yapmamıştır. 7 Haziran seçimlerinde öne sürdüğü seçim vaatlerini değiştirmeden sadece ekonomik vaatler üzerinden 1 Kasım seçimlerine katılmış ve bu seçimde de başarısız bir sonuç almıştır. İnsanların öldüğü bir ortamda ekonomik vaatler işe yaramaz çünkü.
AKP’NİN BAŞKANLIK OYUNU

Geçtiğimiz haftalarda bir anda MHP Genel Başkanı Bahçeli, partisinin grup toplantısında bayram değil seyran değil eniştem beni niye öptü? minvalinde bir açıklama yaparak ülke gündeminden kalmış olan başkanlığı yeniden gündeme getirdi.
Bu açıklamadan sonra hızlı bir görüşme trafiği başladı. Bahçeli ilk olarak Saray’a gitti sonra görüntüdeki Başbakan Binali Yıldırım ile görüştü.
Başbakan Binali Yıldırım ile Çankaya Köşkü’nde geçen hafta ikinci kez görüşen MHP lideri Devlet Bahçeli Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Başbakanın anayasayla ilgili düşüncesi makul. Olumlu geçen görüşme güzel gelişmelere vesile olacak” diye yazmıştı.
Bahçeli’nin yaklaşımını değerlendiren Yıldırım ise şöyle konuşmuştu: “MHP’yle beraber anayasa değişikliğini yapacağız ve başkanlık sistemini hayata geçireceğiz.”
Bu görüşmeler sonrasında AKP tarafından bir anayasa değişikliği teklifi hazırlanarak MHP’ye sunuldu.
Sunulan teklifte kulis haberlerine göre şunlar var:
Türkiye Cumhuriyeti’nin başı, Türkiye Cumhurbaşkanıdır.
* Türkiye Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu’nun başı Türkiye Cumhurbaşkanıdır.
* Bakanlar Kurulu’na Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı başkanlık eder.
* Cumhurbaşkanı ve milletvekilleri seçimleri 5 yılda bir yapılır.
* Bakanlar Kurulu’nu Cumhurbaşkanı atar.
* Bakanlar Kurulu’nun 3/4’ünü Cumhurbaşkanı dışarıdan, geri kalanını ise seçilmiş milletvekilleri arasından atar.”
Her ne kadar sunulan teklifte güçlü Cumhurbaşkanlığı geçse de sunulan teklif bal gibi de başkanlıktır.
RTE, geçmişte HDP ile yapamadığını bugün MHP ile anlaşarak yapmaktadır. MHP, Kürt politikasında sertliğe ve HDP’nin siyaseten yok edilmesine karşılık adı Cumhurbaşkanlığı olsa da başkanlığa evet demektedir.
Bahçeli, bu hamlesi ile belki Cumhur-başkanı yardımcısı olabilir ama ülke tarihine kara harflerle geçeceği kesindir. Kendi partililerinin bile istemediği bir Genel Başkanın ülkede demokrasinin önü tıkandı sözü ile bu teklife onay verecek olması ise komiklikten başka bir şey değildir.
Ülkede bunlar yaşanırken tarihsel sorumluluğu olan ülkenin ana muhalefeti CHP’nin yönetimi salı günü grup toplantısında konuşmaktan ve politikasızlıktan başka bir şey üretememektedir. Bu gidişe dur demek için televizyonlarda yer bulmadığınıza göre ev ev gezmekten, büyük mitingler, salon toplantıları yapmaktan ve başkanlığa karşı çıkmaktan başka çareniz yok. Hadi ne duruyorsunuz ülke sizden hizmet bekliyor. Bu sorumluluğu yapamayacaksanız oturduğunuz rahat koltukları terk edin de yapacaklar, yapmaya niyetliler gelsin. Yoksa iş işten geçecek.
Sloganımızsa net. Diktatörlüğe geçit yok!
Buradan bütün partilerin içindeki parlamenter sistemden yana olanlara sesleniyorum:
Hey, hop ülkede rejim değişiyor farkında mısınız?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

CELAL ŞENGÖR’ÜN CEHALETİ